Fransız ekonomisi 2008 krizinde batmış, bir daha da toparlanamamıştı. Biz yüzde 7.4 büyüme hızına ulaştığımızda Fransa yerinde sayıyor, sonraki yıllarda yüzde 1'i tutturunca mutlu oluyordu...
Sarkozy ekonomiyi göçürmüş, büyük beklentilerle onun yerine gelen Hollande başarısız çıkmış, Fransa ne yapacağını şaşırmıştı. Fransa şimdilerde Macron'la şansını deniyor...
***
Bildiğiniz gibi Amerika, Çin'in 34 milyar dolar değerindeki ithal teknoloji ürününe yüzde 25'lik gümrük tarifesi uygulamaya başladı. Bu da AB'nin Amerika'yla papaz olmasına neden oldu.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi Amerika, Çin'den ithal edilen 14 milyar dolarlık ürüne de ek gümrük vergisi getirdi ve İran'la yapılan anlaşmayı iptal etti. Bu da Fransa'yı büsbütün çileden çıkardı...
Macron önce Amerika'ya karşı Japonya'yla önemli bir ticarî anlaşmaya imza attı. Sonra da Avrupa Birliği'nin güvenliğini tartışmaya açtı. Ardından da "Dünya Kupası" ayağına Rusya ile yakınlaştı...
***
Öte yandan, 7 Eylül'de, İstanbul'da, Suriye'nin geleceğini değerlendirmek üzere Rusya, Fransa, Türkiye ve Almanya bir toplantı düzenleyecek. Bu toplantının diplomatik danışmanlar düzeyinde kalacağı söyleniyor...
(Evet, bazı kaynaklara göre 7 Eylül'de danışmanlar bir toplantı yapacaklar. Zira liderlerin katılıp katılmayacağı henüz net değil. Daha doğrusu yapılacak ön görüşmelerde kayda değer ilerlemeler sağlanırsa liderler zirveye katılacaklar.)
Macron bu bağlamda, Türkiye'nin bölgede stratejik öneme sahip olduğunu, yalnız bırakılmaması gerektiğini ve Fransa'nın Türkiye'de daha fazla yatırım yapacağını ve aktif olacağını deklare etti.
Keza, Macron toplantı öncesi önce büyükelçilerini toplayıp brifing verdi. Ardından Hazine ve Maliye Bakanımızı ağırladı... Anlaşılan 7 Eylül öncesinde diplomasi trafiği daha da hızlanacak...
Sonuç itibariyle, 7 Eylül'deki toplantı Amerika'yı büsbütün afallatacak gibi görünüyor.
