Erol Bilecik diye bir bey var. Kemeri dolu olanlardan. Altın kesmekle meşgul olanlardan. TÜSİAD Başkanı.
Paraya para/pul demeyen bu beyefendi geçen gün cevherler yumurtlamış: "Toplumsal uzlaşma ve mutabakat sağlanmadan ekonomide dönüşümü yakalamak ve reformları yapmak kolay değil" demiş.
Ne kadar doğru bir kelam, değil mi? Hiç kimse karşı çıkamaz.
Bu kafaya göre: Türkiye, toplumsal mutabakat olmadığı için bir türlü kalkınamıyor. Ekonomimizin yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 11,1 büyüyerek son 6 yılın rekorunu kırması, ekonomistlerin alçakça bir palavrası(!)
Gelin geçmişe gidelim ve kalkınmış ülkelere bakalım:
Batı'da sanayi devriminde çocuklar dayakla gece gündüz çalıştırılıyordu...
Kadınlar köle gibi istihdam ediliyor ve yarım şilin karşılığında satılıyordu...
Kadınlara erkeklere verilen ücretin yarısı veriliyordu...
Kadınların mülkiyet ve oy kullanma hakkı yoktu...
İşin daha da enteresanı, 19. asırda Fransa "kadın insandan sayılır mı, sayılmaz mı?" sorusuna yanıt arıyordu...
Hizmetçilere para bile verilmiyordu...
Zenciler adamdan sayılmıyordu...
Hadi çok eskilere gitmeyelim, Almanya (Nazi dönemi), Rusya (Sovyet) ve Çin, müthiş bir ekonomik kalkınma sağladılar... Ama bu ülkelerde ne demokrasi vardı ne eşitlik ne özgürlük ne de toplumsal uzlaşma ve mutabakat...
Peki bu kalkınmış ülkeler dünyalığı ve sermayeyi nasıl doğrultmuşlar?
Görüldüğü gibi toplumsal uzlaşma ve mutabakatla değil.
Kalkınma ve ilerleme bilimle, teknolojiyle ve sanayileşmeyle olur. Bunlar da güçlü sermayeyle ve doğru yatırımla olur.
Sistemin güzelce işlemesi de elde edilen refahtan halka pay vermeye bağlıdır. Mesele budur. Bu kadardır.
Peki bu yaveleri dillendirenler gerçekte ne demek istiyorlar?
Aslında toplumsal uzlaşma ve mutabakat isteyenler iktidarın halihazırda yürüttüğü iç ve dış politikaların önüne "takoz koyalım" demek istiyorlar...
Bu tür söylemlerde iyi niyet falan yok yani. Bunlar yalnızca kulağa hoş gelen boş laflardır...
Memleketin ekonomik kalkınmasında toplumsal uzlaşma ve mutabakat falan olmayacaktır, AK Parti iktidarı bildiğini okuyacak, CHP de var gücüyle onu engellemeye yeltenecek ama kuvveti yetmeyecektir...
Doğrusu kalkınmış ülkelerin güttüğü politikalarda hiçbir zaman tam bir uzlaşma ve mutabakat sağlanamamıştır...
Son tahlilde, devletin iç ve dış politikalarını seçmen nezdinde borusu öten belirler vesselam.