Hatırlarsanız Aysun Kayacı; "Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi?" demişti. Bu sözün bir sarışının düşünsel ürünü olduğunu düşünen halkımız Aysun Kayacı'yı iplememişti.
Doğrusu pratikte de asla uygulanamayacak bir görüştü bu ve irapta da mahalli yoktu.
Şeytanın bile elini çektiği Erol Evgin, geçtiğimiz günlerde ; ''Galiba eğitimli ülkeler için iyi bir çözüm demokrasi. Bize fazla geliyor. Okuma yazma bilmeyen... (ile) 3 üniversite bitirmiş birinin birer oy hakkı olması adaletli mi geliyor size sorarım. Hiç hakça değil.'' söylemleriyle Aysun Kayacı'ya sahip çıktı. Sosyal medyada 'trend topic' oldu ve Erdoğan'ın okkalı Osmanlı şamarını hak etti.
Çok geçmeden Erdoğan da, ''Bunlar ne cins adamlar. Sen sanatçı olsan ne olur, profesör olsan ne olur, doçent olsan ne olur? Önce millete saygı duyacaksın, saygı… Bu milletin hiçbirini küçümseyemezsin'' zılgıtını atıp Erol Evgin'in kulağını çekti.
Ardından Erol Evgin'in imdadına sivri dilli Fazıl Say, ''Erol Evgin'in eğitimli olmak üzerine verdiği röportajda söylediği şeylerin çoğunda haklıdır, cesur davranmıştır, Sayıca çok olmak her konuda haklı olmak değil elbet.'' diyerek koştu. Aslında Fazıl, kendince bir takım kelimeleri bir araya getirerek cümle tarzı şeyler kurmuştu...
Doğrusu 'trend topic' olmak pek bir hoşuna giden ve CHP'lilerin gazını tam arkasında hisseden Erol Evgin, ''Bilinçli insanlar köşeye çekildikçe ortalık cahil cesaretine kaldı'' şeklinde yeni bir cevher daha yumurtladı.
Anlaşılan Erol Evgin gibi CHP zihniyetinde olan kafalar şimdiki Türkiye'den çok rahatsız.
Çünkü onlara göre Türkiye'de on dört yıldan beri bilinçsiz ve eğitimsiz halk iktidarda.
Onlara göre Ak Partiye oy veren seçmen cahil, eğitilmesi şart !
Onlara göre halk bir eğitilse oylarını kendiliğinden CHP'ye verecek...
Beyler ister beğenin ister beğenmeyin aşağıladığınız ve dalga geçtiğiniz Türkiye halkı budur.
Köküne kadar Müslüman'dır. Samimidir, içtendir, bir bardak çay yanında sıcacık sohbet bir de tavla olduğunda kendini cennette sayan yurdum insanıdır. Hoşunuza gitse de gitmese de Erdoğan ile beraber yönetimdedir.
Üstelik bu halk, Türkiye'yi dünyada söz sahibi bir ülke konumuna getirecek icraatlara imza atması için Erdoğan'a 14 yıldır her seçimde yetki vermeye devam ediyor. Bununla gurur duyuyor. Sonuçtan da bizzat halk kendisi istifade ediyor. Seçimle başa getirdiği hükümet ve Cumhurbaşkanı daha görevi üstlenir üstlenmez icraatlara başlıyor ve halk bunu görüyor.Buna binaen de oyunu kendini anlayan ve ihtiyaçlarını gören, koltuğa geçer geçmez halkını unutmayanlara veriyor.
Öte yandan CHP zihniyeti olarak ''yapturmazuk'' mottosuyla çıktığınız yolda Erdoğan'ı devirmek için yerli ve yabancı Türkiye düşmanlarıyla birleşip yemediğiniz halt kalmadı. Çok şükür hep avucunuzu yaladınız...
Ayrıca bu milletin her evladının iktidarın artısını eksisini kendi yaşamında görmesi için üniversite mezunu olması gerekiyor mu?
Nedir bu yurttaşları aşağılama, küçük görme çabası !
Bence bu sözü haklı bulanların kafasına 'iktidarsızlık' vurmuş.
Bu türlü söylemlere arka çıkmaya devam edin. Seçmene 'koyun' deyin, 'mal' deyin, ardından da iktidar olmayı bekleyin...
Olayımızı aydınlatan somut bir örnek...
Amerika'da bir uçakta siyahi bir vatandaşın yanına oturtulmuş olan beyaz ve ırkçı bir kadın hostesi çağırmış. ''Ben asla böyle bir şeyi kabul edemem. Bu zenci ile yan yana oturamam. Derhal bana birinci sınıftan bir yer verin'' demiş.
Hostes, kadını dinledikten sonra gidip olayı kaptana anlatmış...
Hostes daha sonra gelerek; ''Özür dilerim. Bu şekilde bir yanlış yerleştirme olduğu ve böyle birinin yanına oturmak zorunda kaldığınız için lütfen bizi affedin. Beyefendi lütfen sizi birinci sınıf bölümüne alabilir miyiz? Tekrar bu şekilde ırkçı düşünceye sahip birinin yanında böyle bir davranışa maruz kaldığınız için özür dileriz" demiş.
Irkçı kadın bu duruma çok şaşırmış.Bütün yolcular da uçuş ekibini tebrik etmişler. O sene söz konusu hava yolu firması uçuş ekibini ödüllendirmiş ve şubelerinin duvarlarına şu yazıyı yazdırmış:
''İnsanlar onlara söylediğiniz şeyleri unutabilirler. İnsanlar onlara yaptığınız şeyleri de unutabilirler. Ama insanlar onlara nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar…''
İşte biz de özür dileriz köylü Hasan amca. Çoban Tahsin Dayı ve koyunları otlatırken onlarla oyun oynayan küçük Murtaza.
Lütfen bizi affedin. Asıl sizin gibi safdil, samimi, art niyetsiz, çalışkan, her şeyi olduğu gibi görebilen masum halkın oyunun ; beyni belli bir çapın üzerine çıkmakta zorlanan, halkı küçük gören ve kendisini üstün gören kişilerin oylarıyla eşit sayılması haksızlık bence.
Asıl sizin oyunuz onların oylarının en az altı yedi katı fazla sayılmalıydı.
Kalkmış bir de bunları söyleyebiliyorlar. Bu söylemlere maruz kaldığınız için onlar adına sizden özür dileriz.