Cerattepe' de bir kalkışma bir kıpraşma bir uyuşamama söz konusu son günlerde...
Gezi olaylarına benzer hatta daha da çirkin bir görünüm var Cerattepe'de.
Doğayı korumak ayağına doğayı mahveden insanlar görünüyor ortalıkta yine.
Ve tabii ki bunu fırsat bilen,ülkeyi bölmek için her türlü şeyi bahane edecek kişilerin provokasyonu da çabası.
Üstelik bu ülke nasıl olur da kendi tabii kaynağını kendisi çıkarabilir (!) Nasıl bunu kabul edebilir iç ve dış düşmanlar.
Türkiye'nin ayaklanması,kendine yeter hale gelmesi,dışarıya bağımlılığının azalması ve kesilmesi bu kimselerin hiç işine gelmez çünkü. Çıkarlarına ters düşer çünkü.
Öncelikle Cerrattepe'de gerçekten doğa katliamı söz konusu mu ? Bu sorunun cevabını bulmaya çalışalım sonra da CHP ve HDP'nin yalanlarla halkı isyana nasıl kışkırtmaya çalıştıklarını görelim.
-Söz konusu bakır madeni KAPALI OCAK biçiminde yapıldığı için çevreye zararı yok !
Yani bakır madeninin çıkarılmasıyla ilgili tüm faaliyetler yerin altında gerçekleşeceği için yerin üstündeki doğal çevreye zarar gelmeyecek.
-Çıkarılan bakır madenleri Cerrattepe' de işletilmeyecek. Dolayısıyla yine tabiata zarar söz konusu değil.
-Çıkarılan bakır madenlerinin işletileceği yere nakliyesi teleferikle sağlanacak. Dolayısıyla yol yapımı olmayacağı için ağaç kesimi ve doku kaybı yok.
Demek ki, madenin işletilmesi Artvin'in doğal güzelliklerine zarar vermeyecek !
Peki bu durumu CHP ve HDP bilmiyor mu ? Tabii ki biliyor ancak işlerine gelmiyor. Önlerine çıkan fırsatı değerlendirmek istiyorlar.
Maksat ülkede gezi isyanı gibi bir isyan çıksın ve Tayyip gitsin !
Gelin hep beraber CHP ve HDP'nin provokasyon kokan söylemlerine bir bakalım...
CHP genel başkan yardımcısı ve parti sözcüsü Selin Sayek Böke, Artvin Cerattepe'deki bakır madeninin işletilmesi ile ilgili;
"Toprağına, ormanına sahip çıkmak isteyen vatandaşlarımızın en temel demokratik hakkı yok sayıldığı gibi, seyahat özgürlüğü de engelleniyor..." diyor.
Sorarım sana Selinciğim; Ne zamandan beri güvenlik güçlerinin isyan çıkarmak için Artvin'e gitmeye çalışan grupları engellemesi demokratik hakkı yok saymak oluyor ! Anarşinin çıkmasını önlemek ne zamandan beri seyahat özgürlüğünün engellenmesi anlamına geliyor ?
"Aklımız, kalbimiz, vicdanımız Artvin'de, 'Artvin bizimdir bizim kalacak' diye haykıran binlerle. Millilik bu ülkenin toprağını, ağacını, suyunu sevmekle başlar " demiş.
Bak sen hele başkan yardımcısı hanfendiye...Maden çıkarmada uygulanan üç çevreci yöntemle bu hükümet yeterince bu ülkenin toprağını, ağacını ve suyunu sevdiğini göstermiş olmuyor mu ?
Başbakan Davutoğlu bunu kaç kere basın toplantısı ile açıkladı. Adam daha ne yapsın? Havai fişek gösterisi mi yaptırsın senin anlaman için.
Üstüne bir de;"Vatanseverlik, bu yurdun varlığına, bütün benliğinle bağlı olmaktır. Artvin Cerattepe bu memleketin direnişidir. Artvin Cerattepe'nin Altın'da ölüm, üstünde yaşam var" diyerek halkı tahrik etmeye çalışmış.
Öte yandan "Türkiye ile İran arasında savaş çıksa İran'ın yanında yer alırım " diyen CHP milletvekili Eren Erdem de hızını alamayarak 1.700.000 ağacın kesileceği yalanını yumurtlamış. CHP'de bu kuyruklu yalanı partinin resmi Twitter hesabından duyurmuş.
6-7 Ekim olaylarında PKK 'yı sokağa çağıran HDP nin yolundan giden CHP özetle diyor ki;
"Erdoğan gitsin de, Başbakan Davutoğlu gitsin de ülke de terör mü çıkar.
Ülke yangın yerine mi döner, insanlar mağdur mu olur,ekonomi mi sarsılır, uluslararası platformda CNN muhabiri gaz maskesiyle canlı yayın yapıp "Türkiye'de savaş çıktı oley!" naraları atmaya fırsat mı bulur önemli değil.
Yeter ki bu hükümet ve Erdoğan gitsin.Ülke denizin dibine de batsa umurumda değil!"
İnsanın gerçekten aklı almıyor! Ankara patlamasına, PKK 'ya, PYD' ye, YPG 'ye bu kadar tepki vermeyen CHP kalkıp milli bütçemize katkı sağlayacak önemli bir madenin işletilmesi için kesilecek olan birkaç ağaç için isyan hareketi çıkarmaya çalışıyor.
Vicdanla, mantıkla,insanlıkla açıklanamayacak bir mantık bu.Yani mantıksızlık...
Aynı şeyleri eşzamanlı olarak HDP'nin de yaptığını gözlemliyoruz.
Artvin Cizre'ymiş, Cizre de Artvin'miş...
50.000 ağaç kesilecekmiş...
Doğa katliamına karşı Artvin direnişe geçmişmiş gibi ifadelerle sosyal medyada halkı kışkırtmaya yönelik paylaşımlar yapıyor.
"Kargaşa çıksın da nasıl çıkarsa çıksın önemi yok" diyor o da adeta.
CHP ve HDP' yi tanımasak ne kadar da çevreci partiler diyeceğiz. Siz hangi çevrecilikten bahsediyorsunuz ? Gezi parkında güya "ağaçlar kesilmesin " diye ortalığı yakıp yıktığınızı henüz unutmadık.
Yalova belediyesinin kestiği ağaçları da unutmadık...Sizin en gür sesiniz olan Aydın Doğan'ın usulsüzlük yaparak kesmek istediği ama son anda engellenen otelinin bahçesini büyütme projesinde kesilecek ağaçları da,nice katlettiği doğal ortam koşullarını da unutmadık.
Teröre verdiğiniz destekle bu vatanda 40.000'in üzerinde insan toprağa düşmedi mi ?
Güneydoğu kentlerinde taş taş üstünde bırakmayan sizler değil misiniz ?
İnsan hayatına değer vermeyen sizlerin çevrecilik yapması kusura bakmayın ama biraz ayıp olmuyor mu ?
CHP ve HDP 'nin ortaya çıkan yersiz bir tepkiyi halkı sükunet teşvik ederek bastırmak yerine dış mihraklardan aldıkları direktife uygun olarak ve onların provokasyonuyla isyan çıkarmaya çalışması vatan sevgisi kavramının neresine sığıyor acaba?
Hatta bu sefer resmen provokasyon görevini üstlenmeleri ???
Gezi faşizminden beslenmeye çalışan, anarşi çıkınca mutlu olan, isyanın adına "DİRENİŞ" diyerek halkı kışkırtan bir ana muhalefetten "MİLLETÇE EL ELE" kavramını beklemek de bizim saflığımız olurdu zaten.
Gerek ülkemiz üzerinde sinsi planları olan dış çevreler, gerek dünya ülkelerini parmağında oynatan baronlar, gerek onların işbirlikçiliğini yapan FETÖ gerekse AK Partiye muhalefet etmeyi ülkeyi parçalamaya ve teröristlere "ARKADAŞLAR" diye seslenerek destek olarak yapmayı tercih eden CHP ve HDP emellerine kavuşamayacak...
Tabii ki kendi tabii kaynaklarımızı kendimiz çıkarıp tabii ki çatır çatır işletip tabii ki ülke ekonomisini kalkındıracağız.