İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Bozoğlu'ndan iklim krizinin artarak devam edeceği uyarısı
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu, "Bugün iklim değişikliğinin etkilerini yaşıyorsak gelecek yıl çok daha şiddetli, ondan sonra sürekli çok daha şiddetli yaşayacağız" dedi.
İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Baran Bozoğlu, son dönemdeki hava değişimleri ve aşırı yağışların iklim değişikliğinin etkisi olduğuna işaret ederek, bu hava olaylarının daha şiddetli yaşanmaya devam edeceği konusunda uyarılarda bulundu.
Bozoğlu, AA muhabirine son günlerde hava sıcaklıklarındaki ani değişimler ve artan yağışlara ilişkin değerlendirme yaptı.
İklim değişikliği sorununun gün geçtikçe kendisini daha fazla hissettirir hale geldiğini belirten Bozoğlu, "Türkiye'de her geçen gün artan obruklar, yağışlardaki sıklık ve şiddet artışı, kentte ve kırlarda ölümlere neden olan seller, sıcaklıklardaki aşırı yükseliş ve düşüşler gibi ekstrem olaylar iklim değişikliği yani iklim krizinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bunların şiddetinin ve sıklığının arttığını görüyoruz." diye konuştu.
Özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde son günlerdeki aşırı yağışlara işaret eden Bozoğlu, "Bir yandan kuraklıkları tartışıyoruz ama yağış olduğunda da kısa sürede yoğun bir yağış görülebiliyor. Aynı zamanda özellikle İç Anadolu'da kar yağışı günlerinin sayısı azalıyor, belki doğal su döngüsü içerisinde aynı yağış bırakılıyor ama bu çok sık ve yoğun şekilde olduğu zaman toprağın ve kentin bu suyu absorbe etmesi yani içine alıp yönetebilmesi koşulları ortadan kalkıyor. Dolayısıyla iklim krizi şu anda çoktan başladı ve artarak devam edecek. Bugün iklim değişikliğinin etkilerini yaşıyorsak gelecek yıl çok daha şiddetli, ondan sonra sürekli çok daha şiddetli yaşayacağız." ifadelerini kullandı.
"EKSTREM SICAKLIKLAR, SICAK HAVA DALGALARI ARTACAK"
Hava sıcaklıklarındaki değişikliklere ilişkin olarak da Bozoğlu, "Şu bir gerçek özellikle İç Anadolu Bölgesi ve diğer kentlerimizde geçmiş yıllara göre sıcak geçen gece ve gün sayısı artıyor. Bu şu anlama geliyor aslında önümüzdeki temmuz, ağustos, eylül aylarında çok daha sıcak havayla karşılaşacağız. Ekstrem sıcaklıklar, sıcak hava dalgaları artacak." dedi.
Aynı zamanda su havzalarındaki kuraklığın da artmaya başladığına işaret eden Bozoğlu, şöyle konuştu:
"Tuz Gölü'nde, Burdur'da Meke Gölü'nde ciddi çekilmeler var. Aynı zamanda 'buzullarımız' dediğimiz, Ağrı Dağı ve Erciyes'teki buzul miktarlarında da geçmiş yıllara göre karşılaştırma yaptığımızda bir azalma olduğunu görüyoruz. Aslında en büyük felaketlerden bir tanesi de bu buzul alanlarımızı kaybediyor olmak. Bütün bunlar önümüze dururken ne yapmak gerekiyor nasıl bir çözüm üretebiliriz? Burada en önemli şey aslında iklim değişikliğine uyumu sağlamak ve bu değişimle yaşamayı öğrenmek."
"AŞIRI YAĞIŞLARI YER ALTINDA DEPOLAYACAK SİSTEMLER OLUŞTURULMALI"
Bozoğlu, Paris İklim Anlaşması'ndaki "iklim değişikliğine uyum" ve "sera gazı emisyonunu azaltılması" başlıklarına dikkati çekerek, "Bütün kentlerimizde iklim koşullarına göre, altyapının yenilenmesine ihtiyacımız var. Şu an bütün kentlerimizin şantiye haline getirilip, altyapının iklim krizine göre uyumlu hale getirilmesi lazım. Dere yataklarındaki bütün yapıların koşulsuz tartışmasız yıkılması ve buradaki mağduriyetleri giderilecek çözüm üretilmesi gerekiyor. Bunun yanında su havzalarının korunması, kirliliğinin engellenmesi de gerekiyor. Ayrıca yerli ve milli çevre teknolojilerinin geliştirilmesi de önem arz ediyor. " değerlendirmesinde bulundu.
Aşırı yağışları, "yağmur hasadı" gibi yer altında depolayacak sistemlerin oluşturulması ve yatırımların bu konuya yönlendirilmesi gerektiğine işaret eden Bozoğlu, tüm bu teknolojilerin desteklenmesinde kullanılacak maliyetler için Paris Anlaşması'ndaki yeşil iklim fonundan Türkiye'ye de pay ayrılması gerektiğini belirtti.
Bozoğlu iklim değişikliğine uyum noktasında bireysel olarak yapılabileceklere ilişkin de şunları kaydetti:
"Vatandaşların sera gazı emisyonlarını azaltmak adına tüketimlerini azaltmaları, sıfır atık kavramına sahip çıkmaları ve elektrik-enerji kullanımını kontrol altına almaları ve su tüketimine dikkat etmelerine ihtiyaç var. Bireyler bunu yaptığı zaman bunun çok büyük bir çarpan etkisi olacak, hayatımız çok daha kolaylaşacaktır."