Aslında anneleri normal doğum mu sezaryen mi kaosuna sürükleyen en önemli unsurlar, doğumdaki avantaj ve dezavantajlar kısmı. Burada amacımız; normal doğum sezaryenden daha iyidir ya da sezaryen normal doğumdan daha iyidir gibi bir sonuca varmak değil. Elbette tıbbi açıdan gerekli olduğu zaman sezaryenle doğuma herkes şapka çıkartacaktır. Normal doğumu ve sezaryenle doğumu avantaj ve dezavantajlar açısından değerlendirirken aslında tıbbi bir sebep olmadığı halde yapılan planlı sezaryenleri kastetmek istedik. Çünkü zaten zorunlu sezaryende anne adayı tüm riskleri kabul etmek zorunda kalacaktır, başka şansı yoktur. Konuyla ilgili görüş aldığımız İstanbul Doğum Akademisi'nden Kadın Sağlığı-Doğum Uzmanı ve Keşkesiz Doğum Eğitmeni Dr. Hakan Çoker, sezaryen ameliyatının risklerini anlatırken bir yandan da annelerin sezaryenden korkmalarına sebep olmamak gerektiğini vurguluyor. İdeal olanın; gerekli olan sezaryen durumunda da anneye güven vermek ve onun stres yerine yine doğum heyecanı ile sezaryene girmesini sağlamak olduğunu belirten Dr. Hakan Çoker, normal doğum ve planlı sezaryen karşılaştırmasını paylaşırken, "İşte bu yüzden bu karşılaştırma çok hassas bir konudur aslında!" diye de üstüne basa basa vurgu yapıyor.
Doğumda güven ve memnuniyet Doğum olayına baktığımızda tıp literatüründe isimlendirilen 2 tip doğum var: Vajinal doğum ve karından doğum, yani sezaryen. Vajinal yoldan doğum, halk arasında normal doğum olarak anılır. Normal doğum olarak adlandırılmasının günümüzde bir dezavantajı oluştu. Sanki normal doğum için hastaneye yatırılan her hamilede her şey normal gidecekmiş gibi bir algı yaratıldı. Oysa doğumun her aşamasında her şey olabilir. Bu yüzden risksiz hamile yoktur, az riskli hamile vardır. Bir sorun çıktığında da modern tıp devreye girer ve gerek müdahaleler gerekse sezaryen ameliyatı ile sorunlar giderilmeye çalışılır. Çalışılır diyorum, çünkü attığınız her adımda artık yeni riskler oluşur. Nadiren de olsa bazı durumlarda yapılanlar sorunu çözmeye yetmeyebilir. Tıp sektörünün her şeyi yapmasına rağmen oluşan bu olaylara komplikasyon denir. Bu yüzden her şeyi yolunda giden bir hamilelik ve doğumda dahi sağlık sisteminin size sunması gereken iki görev vardır. Birincisi; doğumun fizyolojisine ve ihtiyaçlarına uygun hizmeti sağlamak. İkincisi de anneyi asla korkutmadan tüm oluşabilecek sorunlara karşı takipte ve hazır olmak. Bu ikisi sağlandığında doğumların hem güvenliği hem de memnuniyeti her iki taraf için de artacaktır. Bu sayede daha çok korkulardan dolayı beslenmiş olan, tıbbi sebep olmadan sezaryen isteği aileler arasında yavaş yavaş azalacaktır. Hatta son 7 yılda azalma eğilimine de girmiştir.
Normal doğum
Avantajları
- Az riskli hamilelerde normal, doğal ve sağlıklıdır.
- Doğal annelik hormonlarının aktif olarak salgılanması sağlanır.
- Doğum bir hastalık olmadığından doğumdan hemen sonra anne aktiftir ve bebeğine bakabilir.
- Kanama daha azdır.
- Enfeksiyon riski daha azdır.
- Bebek tam olarak hazır olduğu zaman dünyaya gelir.
- Bebek çok daha az, hatta mümkünse hiç ilaç almamış olur.
- Bebek doğar doğmaz anne kucağı ile buluşabilir.
- Anne-bebek bağlanması çok daha erken ve güçlü olur.
- Annede hissedilen başarma duygusu, yaşamı boyunca hissedilir.
- Doğum sonrası depresyon daha az görülür.
- Doğumla ilgili pozitif anılar daha fazladır.
- Emzirme çok daha erken başlar ve uzun sürer.
- Bebekte alerji ve bağırsak problemleri daha az olur.
- Bebekte solunum problemleri daha az olur.
Dezavantajları
- Doğum sonrası yırtıklara bağlı perine ve vajinada ağrı oluşabilir.
- Epizyotomiye (doğum kesisi) bağlı yan etkiler olabilir. Ağrı, cinsel ilişkide zorluk gibi…
- Kısa dönemli idrar kaçırma problemleri olabilir, egzersizlerle düzelir, çok azında tedavi gerekebilir.
- Derin görülmeyen vajinal kas yırtıklarına bağlı gevşeme olur, egzersizle düzelir.
- Doğum sırasındaki mekanik sorunlardan dolayı (omuz takılması, zor doğum gibi) bebeklerde istenmeyen komplikasyonlar gelişebilir.
Sezaryenle doğum
Avantajları
- Planlı bir doğum sağlar.
- Özellikle 39 hafta sonrasında bebek için daha garantili bir doğum şeklidir.
Dezavantajları
- Doğum sayısını kısıtlar. Yani 3 sezaryenden fazlası tıbbi olarak önerilmez.
- Anesteziye bağlı komplikasyon ve ölüm oranı daha yüksektir.
- Pıhtılara bağlı felç geçirme ve ölüm riski daha yüksektir. 2 kat fazla…
- Ameliyata bağlı organ yaralanmaları (Bağırsak ve idrar torbasında kesi-yırtılma) görülebilir (Fark edilmezse ölümcül kan zehirlenmesine neden olabilir).
- Daha fazla kan kaybı olur.
- Hastanede kalış süresi daha uzundur.
- Yara yerinde ve karın bölgesinde yapışıklıklara bağlı uzun süreli ağrı görülebilir.
- Doğum sonrası depresyon oranı ve bebeğe yabancılık hissi daha yüksektir.
- Doğumla ilgili pozitif anılar daha azdır.
- Yara yerinde enfeksiyon ve ağrı daha sıktır. 3 kat fazla… Geçmişe dönük pişmanlık ve başarısızlık hissi sık yaşanır.
- İkinci kez sezaryen, yapışıklıklar nedeniyle daha riskli olur.
- Bebek hazır olmadan ani bir doğumla karşılaşır.
- Bebekte erken doğum riski daha fazladır.
- Bebekte sarılık riski daha fazladır.
- Bebekte ameliyat sırasında cerrahi yaralanma riski vardır.
- Bebekte kuvöz bakımını gerektirecek solunum problemleri daha sık görülür. 2 kat fazla…
- Bebekte astım ve alerji gelişme oranı yüksektir.
- Bebekte emzirme ve sindirim problemleri daha çok görülür. Bu anneler daha az emzirirler.
- Bebek anne ile çok daha geç buluşur. Anne-bebek bağlanmasındaki kritik dakikalar kaçırılır.
- İkinci hamilelikte dış gebelik ve infertilite problemleri daha sıktır.
- İkinci hamilelikte plasentanın yanlış yerleşimi daha sıktır ve hayatı tehdit eden sonuçlar doğurabilir.
- İkinci hamilelikte plasenta yapışma problemlerine bağlı bebek büyüme geriliği ve ölüm oranı daha yüksektir.
Risk durumu
Annelerin birçoğu herhangi bir tıbbi müdahalede alacakları riskleri rakamsal olarak görmek isterler. Tüm doğumları dikkate alırsak, vajinal doğum için karar veren annelerde bu risk 1.5/1000 olarak saptanmıştır. Bu riskler içinde her türlü hamilelik ve doğum komplikasyonu, hatta bebek kaybı da vardır. Ancak sezaryenle ilgili tıbbi istatistikleri verebilmek çok da kolay değildir. Çünkü planlı ve acil sezaryen sonuçları hep birbirine karışır. Hatta sezaryen nedeni olan tıbbi sebepler de göz önüne alınınca bunlar ameliyat komplikasyonları gibi de sunularak daha çok korku yaratılabilir. Oysa bugünün modern anestezi yöntemleri sayesinde artık sezaryen ameliyatının çok güvenilir bir ameliyat olduğunu biliyoruz. Planlı sezaryene bağlı anne kaybının çok yüksek olmadığını söyleyebiliriz.
Değerlendirme
Avantaj ve dezavantajlara baktığımızda planlı sezaryenin tek avantajının planlı doğum zamanlaması sağlamak, yukarıda sayılan 1.5/1000 riski sadece bebek kaybı için sıfıra indirmek olduğunu söyleyebiliriz. Oysa dezavantajlarına baktığınızda risk oranları az da olsa birçok olumsuzluğun önde olduğunu görüyoruz. Yani belki de travmatik doğumları önlemek amacı ile her kadın sezaryen yapılırsa, evet bazı travmalar önlenir, ama çok daha fazla soruna yol açar. Örneğin; anne ölümü, pıhtılaşma problemleri, cerrahi yaralanma, enfeksiyon, dış gebelik, plasentanın yanlış yapışması, gibi sorunlara yol açıyoruz. Örneğin; 4000-4500 gram arasında bir bebeğiniz var ve omuz takılmasına bağlı zor doğum olasılığı nedeniyle planlı sezaryen önerildiniz. 1 omuz takılmasını önlemek için yaklaşık 2164 gereksiz planlı sezaryen yapıldığını düşünürseniz, istatistikleri daha iyi karşılaştırabilirsiniz. Evet, bir bebeğin omuz takılması olmayacaktır, ama onlarca bebek ve annede yukarıdaki olumsuzlukların yaşanma olasılığı artacaktır. Bu yüzden dünya sezaryen oranını azaltmaya çalışıyor. Bir de anneler şu yanlışa düşüyorlar. Normal doğumdaki ters giden kötü hikayeleri duyunca, bundan kaçmak amacıyla planlı sezaryen tercih ediyorlar. Ama şunu unutuyorlar ki doğum sırasında bir doktor tarafından takip edileceklerdir ve bir problem olduğunda risk alınmadan erken sezaryen yapılma şansları hep olacaktır. Yani normal doğumu denedikleri zaman ne olursa olsun mutlaka normal doğumla sonuçlanması gerekmeyecektir.
Planlı sezaryenin negatif etkilerinden sakınma şansı var mı?
Gördüğünüz gibi risklerin bir bölümü ameliyatın kendisine aitken, birçoğu ameliyatın, bebek hazır olmadan ve doğum başlamadan yapılmasına bağlıdır. Yani doğumun kendiliğinden başlaması beklenir ve sonrasında acil olmayan bir sezaryen planlanırsa birçok negatif etki yaşanmayacaktır. Bu negatif etkiler içinde en önemlisi bence annedeki başarısızlık duygusu ile bebekle yakın ve erken bağ kuramamasıdır. Bu duygu birçok annede azalarak da olsa uzun bir süre devam etmektedir. Bu duygunun yaşanmaması için annelere çok iyi bir rehberlik sağlanmalıdır. Günümüzde bu hizmet doğum eğitmenleri ve doğum psikologları tarafından verilmektedir. Ailenin yeterli bilgi ile korkudan arınmış şekilde doğumla ilgili kararlara aktif katılımı desteklenirse, doğum sonrası pişmanlıklar en aza inecektir.
"Normal doğum oranlarında yükselişe geçmek mümkün !"
Son söz olarak şunu mutlaka eklemek istiyorum. Doğumda ister vajinal doğum olsun, ister sezaryen ile doğum olsun garanti yoktur. Hastanelerin en son teknoloji ile donatılması veya doktorların çok deneyimli olması bu sonuçları değiştirmez. Bu yüzden doğumda herkesin kendine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekir. Sağlık sisteminin doğru hizmeti, doğru zamanda ve yeterli şekilde verme sorumluluğu vardır. Ailelerin ise doğru bilgileri erken zamanda alma, doğuma hazırlanma, seçecekleri doğum şekli ile ilgili tüm komplikasyonları ve sonuçları sorma, araştırma ve öğrendiğini sağlık sistemine gösterme sorumluluğu vardır. Zaten bu bilgilendirmenin yapılması da zorunludur ve buna "Bilgilendirilmiş Onam Formu" denir. Ailelere önerim; bunları doğuma gittikleri o en kırılgan anda değil, birkaç ay gibi çok daha önceden okumaları ve sorularını doktorları ile paylaşmalarıdır. Bunlar yapıldığında doktorların o aileye güveni artacak ve doğum sırasında onlar da korkularla değil, gerçek bilgilendirme ve onamlarla aileye hizmete devam edeceklerdir. Her iki taraf için de korkuların azalması, tüm dünyada istenilen vajinal doğum oranlarında sağlıklı bir yükseliş getirecektir.
Keşkesiz Doğum Eğitmeni Dr. Hakan Çoke
Hazırlayan: Zuhal EYÜBOĞLU