Uzun dönem evde kalmanın bir sonucu olarak ebeveynler gibi çocukların da sıklıkla bir şeyleri atıştırma isteği duyduğunu hatırlatan Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, çocuklarda yaşanabilecek kilo artışı sorununa da dikkat çekti. Uzel, "Pandemi döneminden önceki fiziksel tempo ile pandemi sonrası fiziksel tempo arasında şartlar gereği farklılık oluştu. Uzun dönem evde kalmanın bir sonucu olarak da çocuklarda sıklıkla bir şeyleri atıştırma isteği oluştu. Beslenme düzeninin korunmasıyla durum kontrol edilmek istense de uzaktan eğitim sürecindeki çocuklar için uzun süre bilgisayar, tablet ve telefonların başında hareketsiz oturmak beraberinde birtakım aksaklıkları da beraberinde getirdi. Ne yazık ki çocuklardaki kilo artışı çözümü öncelikli gereken konular arasında yer almaya başladı. Bu nedenlerle çocukların ders aralarında mutlaka hareket etmesi teşvik edilmeli" dedi.
"MÜMKÜNSE ÇOCUKLAR İLE BİRLİKTE EGZERSİZ YAPARAK ONLARA ROL MODEL OLUNMALI"
Ruhan Aşkın Uzel, "Bunu sağlamak için de mümkünse çocuklar ile birlikte egzersiz yaparak onlara rol model olunmalı; çünkü çocuklar kendilerine söyleneni yaparak değil, gördüklerini uygulayarak daha etkin öğrenirler. Şu bilinmelidir ki fiziksel aktivitesiz geçen sürede oksijenin yeteri kadar alınmamasının da verdiği olumsuz etki ile dikkat eksikliği, algıda gecikme ya da kısa süreli unutkanlık gibi problemler de ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle çocukların haftada en az 3 kez olmak üzere günde yarım ila bir saat arasında egzersiz yapması gerekmektedir. Fiziksel aktivite her ne kadar enfeksiyonlar ile savaşmada tek başına yeterli olmasa da bağışıklık sistemine destek veren etmenler arasında önemli bir paya sahip olduğu unutulmamalıdır. Bağışıklık sistemini de destekleyen fiziksel egzersiz, düzenli uyku ve dengeli beslenme ile de mutlaka dengelenmelidir" dedi.
DERS ARALARINDA NELER TÜKETİLMELİ?
Ana öğünlerin atlanmadığı, kahvaltının önemsendiği bir yeme düzeninin de önemine dikkat çeken Doç. Dr. Uzel, "Çevrimiçi yapılan ders aralarında yoğurt gibi fermente gıdalar, tahıllı yiyecekler, kavrulmamış kuruyemişler, meyve gibi tokluk hissin uzun tutan yiyecekler tercih edilmeli, yağ ve şeker içeriği yüksek yiyeceklerin, abur cuburların kontrollü tüketilmesine dikkat edilmeli. Protein alımı ihmal edilmemeli. Örneğin; yumurta bağışıklık sistemini destekleyen önemli bir protein kaynağıdır. Ana öğünlerde ise sebze ihmal edilmemeli, meyvelere ek olarak lif kaynağı olan sebze tüketimi de sağlanmalı. Bu esnada su tüketimi de yeterli miktarda sağlanmalı. Hatta su, zamansız gerçekleşen yalancı açlık hissinin bastırılması için bile kullanılabilir. Aynı zamanda su hücrelerarası iletkenliği arttırır ve öğrenmeyi teşvik eder. Ayrıca çocukların bağışıklık sistemini desteklemek için kullanılan vitamin ve mineral şeklindeki besin takviyelerinin kullanımına dikkat edilmeli. Gıda takviyesi ürünler eğer kullanılması gerekiyorsa uzman görüşü alınarak kontrollü olarak kullanılmalı" diye konuştu.