Koronavirüs salgını dünyada etkisini sürdürürken, bu süreçte etkilenenlerin başında çocuklar geliyor. Eğitime ara verilmesinin ardından, 20 yaş altına getirilen sokağa çıkma yasağıyla da çocuklar 1,5 aydır evde yaşamlarını sürdürüyor. Manisa Şehir Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Uzm. Dr. Önder Küçük, virüsün çocuklara anlayabilecekleri bir şekilde anlatılması gerektiğini kaydetti. Çocukların bu süreci atlatabilmesi için çocuğa uygun yaklaşım, iletişim ve etkinliklerin yapılması gerektiğini anlatan Önder Küçük, yapılabilecek etkinliklerin örneklerini verdi.
'ÇOCUKLARA DOĞRU OLMAYAN ŞEYLERİ SÖYLEMEYİN'
İlk aşamanın doğru bilgilendirme olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Küçük, çocukların anlayabileceği dilden bilgilendirilmeleri gerektiğini kaydedip, "Doğru bilgi kaynağından, doğru bilgiye erişmek önemli. Bakanlığın bu konuda yayınladığı birçok bilgi var. Aynı zamanda Dünya Sağlık Örgütü'nün yayınladığı bilgiler var. Salgının bu virüse bağlı olduğu, bazı hastalıklar yapabildiği, bazı belirtiler gösterebileceği, solunum yoluyla ilgili öksürük gibi solunum zorluğu gibi sorunlar yaratabileceği, ama aynı zamanda hastalığın çocuktaki etkilerinin yaşlılar kadar yoğun olmadığı, çok hafif geçirebildikleri ama bazı hassas kişilerde yaşı ileride olan kişilerde ve hasta olan kişilerde ciddi sorunlara yol açabileceği söylenmeli. Bundan korunmanın da yolları öğretilmeli. İlk aşama tabi ki hijyen. Ellerin düzenli yıkanması, günlük sosyal mesafe kurallarına uyulması. İkinci temel önemli basamak ise beraberinde de eğer ailede bununla ilgili sorun olduğunda birine koronavirüs bulaştığında buna ilişkin uygun şekilde bilgilendirme yapmak gerekir. Çocuklara doğru olmayan şeyleri söylememek gerekir. Bu virüsün çok abartılı olacak şekilde korkutacak düzeyde bilgilendirme yapılmaması tam tersine bunun hiçbir soruna yol açmayacak bir şey gibi önemsiz şekilde anlatılması da uygun değil. Uygun bir dille anlatılması gerekir" dedi.
'EVDE HAREKETSİZ KALIRLARSA DALGINLIK SORUNLARI ÇIKABİLİR'
Çocukların bu süre zarfında yapması gerekenlerden de bahseden Küçük, "Yaklaşık 1,5 aydır çocuklar evlerinde. Bir süre daha evlerinde kalacak gibi görünüyorlar. Sabahları kalktıklarında egzersiz yapmaları ve sonra kahvaltı yapmaları, beraberinde bulunduğu yaş ve sınıfa göre onunla ilgili online eğitimlere katılması, bu rutinleri yerine getirmesi, hobileri varsa hobilerini yapması, aile etkinliklerinde bulunması, anne ve babanın bu konuda çocuğa bazı sorumluluklar vermesi çok önemli. Çünkü bu düzeyi bu kadar süre evde kalan, hareketsiz kalan çocuklarda dalgınlık sorunları ortaya çıkabilir. Ev içinde huzursuzluklar ortaya çıkabilir. Bununla baş etmenin yolu da çocuğa uygun şekilde yaklaşım, uygun şekilde iletişim ve uygun şekilde etkinlikler, günlük bir akış, günlük rutin ortaya koymak bu noktada önemli" diye konuştu.
'KÜÇÜK KÜÇÜK MİKROPLARDIR'
Yaşları 5 ila 12 arasında değişen çocuklar da koronavirüs hakkındaki düşüncelerini anlattı. 5 yaşındaki Mina Seval, "Koronavirüs küçük küçük mikroplardır. O mikroplar bize bulaştığında bizi hasta eder. Onlardan korunmak için de maske, tulum ve eldiven lazım. Evde kaldığım zamanlar da makarnadan bilezik yapıyorum. Telefonla oynuyor ve televizyon izliyorum" dedi.
'KORONAVİRÜS YEŞİLDİR'
Ahmet Tütüncü İlköğretim Okulu 1'inci sınıf öğrencisi 7 yaşındaki Atlas Atadil ise, "Koronavirüs böyle yeşil bir şeydir. Bağırsaklarımıza bulaşır ve bizi öldürür. Koronavirüsten korunmak için maske, eldiven takıyorum. Kolumu kıvırıp oraya hapşırıyorum. Evde kalıyoruz. Annem uyurken onun telefonuyla oynuyorum" diye konuştu.
'ÇOK KÖTÜ BİR SALGIN'
Koronavirüsün küçük taneciklere benzediğini anlatan Dr. Ömer Faruk Meriç İlköğretim Okulu 4'üncü sınıf öğrencisi 10 yaşındaki Zübeyde Hasçelik ise, "Koronavirüs çok kötü bir salgın. Koronavirüsü önlemek için hijyene dikkat etmemiz gerekir. Korkunç bir şey bence. Dikkat etmemiz lazım" dedi.
Dr. Ömer Faruk Meriç İlköğretim Okulu 5'inci sınıf öğrencisi 12 yaşındaki Zelal Hasçelik ise "Koronavirüs çıktıktan beri daha çok önlem aldık. Bize temizliği öğretti" diye konuştu.