Yapılan çalışmalar anne-babalarından yeterince sevgi gören çocukların, özgüveni yüksek bireyler olduklarını gösteriyor. O halde bebeklerin her can sıkıntısına; acıktı galiba diye bakmak yerine oyun ve sevgi ihtiyacı olarak da bakmak gerekiyor. Bebeğinize sımsıkı sarılın, sevgi sözcüklerine ve öpücüklere boğun onu. Bugünler bir çırpıda geçiverecek ve acaba onu bebekken yeterince sevebildim mi sorusunu sorduracak kadar da çabuk unutulacak. Dokunmanın bebek gelişimine etkisini anlatan Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, her fırsatt a bebeğinize sevginizi hissett irmeniz gerektiğini vurguluyor. Küçük meleğinizin bu sevimli günlerinin tadını çıkarın.
Anne kucağı
Bebeklerde algısal ve işitsel duyular daha anne karnında oluşmaya başlar ve doğumdan sonra da devam eder. Bebekler doğdukları andan itibaren görüp duyabilirler. Ancak bu duyuları henüz az gelişmiştir ve 1-2 ay içerisinde hızla gelişme gösterir. Yenidoğan döneminde bebek duyduğu ve gördüğü şeyleri henüz anlamlandırma yeteneğine sahip değildir. En temel ihtiyaçlarımızdan birisi olan güvenme duygusu da daha anne karnındayken başlar. 9 ay anne karnında kalan bebek, doğumla birlikte ilk teması ve ilk yakın bağı annesi ile kuracaktır. Normal bir doğumla dünyaya gelen bebeğin ilk kucağı annesinin kucağı olacaktır. Anne ile kurulan bu ilk temas ve dokunuş bebeğin içgüdüsel olarak ilk güven duygusudur.
Gelişimi için dokunun
Bebek ile anne arasında çok kuvvetli bir bağ vardır. Bebek bir oda dolusu insan içinde bile annesini fark edebilir. Annesinin kucağına gelince susar. Bebeklerin en çok güven duyduğu varlık anneleridir. Annesine dokunarak teninin sıcaklığını hissetmek ve anne kokusunu almak çocuğa güven duygusu kazandırır. Güven ortamında büyüyen çocukların ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde depresyon veya diğer psikolojik rahatsızlık yaşama ihtimalleri daha düşük olur. Çocukların sevgi dolu, iletişime açık ve kendilerine güvenen birer yetişkin olmaları için anne-baba her fırsatta sevgilerini hissettirmelidir.
Anne duygusu besler
Kadınlara özgü bir özellik olan anaçlık duygusu, bebeklikten itibaren çocuğa doğru aktarıldığında, çocuğun psikolojik gelişimi bundan olumlu etkilenir. Bebeklikte anne emzirerek ve bebekle bizzat kendisi, ten teması kurarak ilgilenir; okul öncesi dönemde birlikte zaman geçirme, yemek yeme gibi etkinliklerle annenin çocukla iletişimi sürer. Çocukla annenin iletişimi yoğun olarak, ergenliğe dek devam eder. Annelik duygusu, çocukla olan iletişimlerinin güçlü olması için gerekli ortamı hazırlar. Bu duygudan beslenen, annesiyle yeterince zaman geçiren çocuklar; ileriki yaşlarda mutlu olmak ve özgüven konularında çok daha az sorunlar yaşar ve psikolojik gelişimlerini daha sağlıklı tamamlar.
Kucağa alın
Anneler, bazı zamanlarda aralıksız olabilen ağlamalar karşısında ne yapacaklarını şaşırabilir. Bu şaşkınlığın nedeni, bebeğin ağlama nedenini anlayamama ve ona yardımcı olamadığını hissetme duygusundan kaynaklanabilir. Bebeklerinin ağlama nedenleri konusunda kesin bilgi edinemeyeceklerinden, anneler sezgilerine güvenmelidir. Annenin ağlamaya kayıtsız kalması, bebeğin daha da çok ağlamasına neden olabilir. O yüzden, bu davranışlardan kaçınılmalıdır. Bebeği rahatlatmak için kucağa almak ve etrafa bakmasını sağlayarak dolaştırmak etkili olacaktır. Benzer şekilde bebeği emzirmek, ayakta ya da kolda sallamak da uykuya dalma eğilimine neden olacağından işe yarayabilir.
Dokunmak rahatlatır
Çalışan anneler, çocuklarına yeterince şefkat gösteremedikleri ve zaman ayıramadıkları gibi nedenlerle, iyi bir anne olup olmadıklarını sorgulayabilir. Kadınların annelik görevlerini eksiksiz yerine getirip getirmediklerinin sorgulanması anaç duygulara gölge düşürerek, kadının yoğun stres altına girmesine neden olur. Çocukları için en iyisini isteyen ve bu konuda çaba sarf eden kadınların, öncelikle onlar için yaptıkları fedakarlık ve sergiledikleri anaçlığın farkında olmaları gerekir. Sorumluluklarını yerine getiren anneler, gereksiz endişelere kapılmamalı, anneliklerinin iyi boyutlarını da görmeye çalışmalıdır.
Hazırlayan: Şenay ÇELİK