Çocuk büyütürken kimi anne baba bilimsel yöntemleri izlerken kimisi de kendi ruh haline ve beklentilerine yönelik bir tutum sergiler. Bazen aşırılara kaçtığının farkına bile varmazlar. Aşırı korumacılık veya aşırı ilgi ve sevgi göstermek gibi... Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, "Bu tür aşırı tutumlar, çocukların psikolojik gelişimi için sağlıklı değildir. Her anne-babanın bunu bilmesinde ve ılımlı bir tutum sergilemesinde yarar vardır" diyor. İşte bazı aşırı anne baba tutumlarının çocuklar üzerindeki etkileri ve çözüm önerileri…
1. Aşırı korumacı olmak Ebeveynlerin çocuklarını aşırı şekilde koruma altına almalarının sonucunda; çocuklar sürekli birilerinin varlığına ihtiyaç duyan bağımlı, öz güveni az, hata yapmaktan korkan, hassas, içe kapanık, reddedilme korkusu nedeniyle kendini ifade etme zorluğu yaşayan kişilere dönüşebilir. Çocuk, hayatının tüm dönemlerinde bu çerçeveyle uyumlu davranış sergileyebilir.
2. Aşırı disiplin Aşırı disiplin cezalandırma ve bir mahrum etme davranışı değildir. Disiplin sınırlama, planlama, erteleme, otokontrol gibi başlıkları içerir. Çocuğun gelişiminde her ikisinin de önemi vardır; çocuğa sevgi veren, ağız birliği içinde tutarlı davranan bir davranış şekli benimsenmeli ve ona empatiyle yaklaşılmalıdır. Anne-babalar aşırı katı, serbest bırakan ya da aşırı sevgi gösteren, donuk bir tutum ve sevgi anlayışı içinde olmamalıdır. Çocuk gelişimi ile ilgili fi kir ayrılıkları olsa da, anne-babalar bunu çocuğa yansıtmadan, kendi aralarında konuşarak halletmelidir. Çocuğun yaşına uygun bir sınırlama stratejisi belirlenmelidir. 2 yaşındaki çocukla, 12 yaşındaki çocuğu aynı kefeye koyarak hareket edilmemelidir. Sınırlar, çocuğun eğitimi için şartt ır. Ancak, aşırı sınırlanan çocuklar pasif ve içe kapanık olabilirler. Çocuk yönetildiğini düşünmeyeceği, aynı zamanda belirli sınırların da dışına çıkamayacağı bir sistem içinde eğitilmelidir. Ebeveynin amacı, çocuğun erişkin bir birey olduğunda kendi başına yaşamını devam ett irmesi ve sorunlarını çözebilmesi ise bu çerçevede bir eğitim vermelidir. Çocuğun sorumluluk almasını sağlayarak, kendini özgürce ifade edebileceği bir ortam oluşturmalıdır.
3. Aşırı ilgi ve serbestlik Aşırı ilgi ve sevgi verilen, eğitimin gevşek tutulduğu ailelerde yetişen çocuklarda sorumluluk duygusu yeterince gelişmez. Benmerkezci, talepkar ve alaycı olma eğilimindedir. Eğitimin gevşek verilmesi dışında, çocuğun yaşadığı kıskançlık duygusu da alaycı davranışa zemin oluşturabilir. Anne ve babasının kendisi dışında başka çocuklarının olması ve sevginin bölüşülmesi çocuğu rahatsız edebilir ve güven duygusunu zedeleyebilir. Yarışmak zorunda hissetme ve onaylanmama endişesi, bir mücadelenin doğmasına yol açar. Kardeşe karşı agresyon ve öfk e gelişir. Bu da alay etmek, kavga etmek, paylaşamamak, karşı gelmek, mızmızlanmak gibi biçimlerle kendini gösterir. Böyle durumları ailenin öngörmesi ve bu tür davranışlar ortaya çıktığında ailenin, çocuğun değersizlik düşüncelerini değiştirmesi büyük önem taşır. Çocuğun gerekçeleri fark edilmeye çalışılarak, dinlenerek ve düşünceleri yargılanmadan net bir şekilde öğrenilmelidir.
4. Aşırı anne baba tartışması Anne babalar arasında sıkça yaşanan tartışmalar, aynı evde yaşayan çocukları da yakından etkiler. Bu etkiler yüksek sesli tartışmalar nedeniyle uyku düzeninin bozulması, yoğun stres nedeniyle oluşan baş ağrısının yanı sıra; çocuklarda huzursuzluk, mutsuzluk, özgüven eksikliği gibi psikolojik sonuçlar da doğurabilir. Eşlerin kavgaları, çocuklarda anne-babanın ayrılacağı yönünde korkular oluşmasına neden olur. Kavgaların şiddet uygulama boyutuna gelmesi, çocuğun psikolojisini daha derinden etkiler. Çocuk hem psikolojik hem fiziksel şiddette özgüvensiz bir ortamda büyür; mide bulantısı, karın ağrısı, uykusuzluk gibi psikosomatik belirtiler gösterebilir. Boşanan ebeveynlerin çocuklarında değişken ruh hali daha sık görülür. Kavgaların çocuklarda neden olabileceği durum bozuklukları şöyle görülür;
• Çocuklar kavgaların nedenini anlayacak olgunlukta ve yaşta olmadıklarından, olaylar karşısında şaşkın olabilir, gelecek kaygısı yaşayabilir.
• Bebekler anlaşmazlıkları anlamasa dahi ev içerisindeki stresi yoğun biçimde hisseder; huzursuzluklarını ağlayarak, uykuya dalmayarak gösterebilir.
• Çocuklar evdeki kavgalar nedeniyle olanları unutsalar dahi, bilinçaltında travmaya varabilen psikolojik sorunlar varlığını uzun yıllar sürdürebilir.
• Evde anne babasının anlaşmazlığına şahit olan çocuklar, ileride karşı cinse karşı güvensiz hissedebilir. Bu durum ileriki yaşlarda, mutlu evlilik yapılmasına engel oluşturur.
•Bazı çocuklar yaşadıkları travmadan dolayı öfke, içe kapanma, sinirlerini kontrol etmede zorlanma, depresif düşünce biçimleri gibi sorunlarla karşı karşıya kalır. Bu durumlar, uzun süreli psikolojik tedaviyi gündeme getirebilir.
• Çocuklar en güvendikleri kişiler olan anne ve babalarını iletişim kuramazken gördükleri için, dış dünyaya karşı güvensiz bireyler olarak yetişir.
• Bazı çocuklar, aile anlaşmazlıklarından dolayı dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu yaşayabilir. Okuldan kaçma, yüksek sesle konuşma, evden uzaklaşma gibi abartılı ve yanlış davranışlara yönelebilir.
• Çocukların ders notlarında düşüş görülmesi tipiktir.
• Çocuklar dikkat çekmeye çalışma amacıyla evden kaçma gibi davranışlar sergileyerek, ilgiye ihtiyaç duydukları konusunda işaretler verebilir
"Aşırı tutumlar, çocukların psikolojisini olumsuz etkiler"
Yetişkinlerin çocuklarıyla ilgili kaygılarını azaltmak için başvurdukları aşırı tutumlar, çocukların ruhsal açıdan bazı sıkıntılar yaşamasına neden olur. Çünkü çocuklar dünyayı ilk aşamada, ebeveynleri vasıtasıyla görür ve tanır. Çocuk kendisine nasıl davranılırsa, doğru olanın o olduğunu, kendisinin de dış dünyayla aynı ilişkiyi kurması gerektiğini öğrenir. Bu tutum uzun yıllar devam ettiğinde, kişilik de bu yönde gelişir. Bunun sonucunda da çocuklarda talepkar, inatçı, onaylatmaya ihtiyacı olan ve benmerkezci bir kişilik gelişme ihtimali artar. DR. ORHAN KARACA
Hazırlayan: Şenay Çelik