|
 |
 |
 |
 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
Tel: 0212 3544813 | Fax: 0212 3544891 | SMS: HU yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|
 |  |
  |
|

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar
Abuzittincim, Bildiğin gibi durum biraz karışık.. TMSF Sabah'a el koydu. El koyunca, "Acaba dedim bizim mektuplar da asker mektupları gibi sansürden mi geçecek?" Tuhaf bi durum yani.. Şef (Hıncal Uluç) "Anayasa madde 22.. Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir" dedi, "Sen bildiğin gibi yaz. Abuzittin'den başkası okuyamaz!" Şef öyle dediğine göre öyledir kardeşim. Hayır, pek tabii TMSF değil de, sana gönderdiğim mektubu ilgililer de zaman zaman okusa da dertlere bi çare arasa hiç de fena olmayacak ama Anayasa madde 22! İki hafta önce Kaş'taydım.. Başkanımız Beyhan Cenkçi'nin vefatının 15'inci yılı nedeniyle mezarının başında toplandık. Beyhan Başkan, neredeyse yarım asır önce, Kaş'ı keşfeden adamdır. Hayatta olsaydı turizm ve sosyal renklilik açısından Kaş, küçük bi Bodrum olmuştu. Başkan Meis'e iki kulaç mesafedeki Çukurbağ yarımadasında Gazeteciler Cemiyeti'ne bi arsa aldıydı. "Bu cennette birer yazlıkları olsun" diye parselletip biz gazetecilere dağıttı. Onun gibi ileriyi göremediğimizden çoğumuz arsaları ucuz ucuz sattık. Bugün trilyonluk yerler. Yarımada Cote d'Azur görünümünde. Daha doğrusu, yabancıların da bulunduğu, Meis'e bakan tarafı Cote d'Azur, öte yana bakan Ankara'nın Demetevler mahallesi.. 45 katlı binalar dikmişler. Hadi yapanlarda zevk yok, kim nasıl izin vermiş? "Ç" ile başlayan bi şi diyecem ama ayıp olacak. Neyse, ben gene Başkana dönim Abuzittincim. Beyhan Cenkçi yarımadaya bi de Cemiyet binası yaptı. Uzun uzun sütunlar, kuleler.. Likyalılardan kalma sanırsın. Bilirsin kıyı kesimlerde dedikodu boldur.. "Ankara'dan gelen gazeteci mezarlardan çıkardığı taşlarla ev yaptı" diye Kaş çalkalanıyor. Ben de o sıralarda Kaş'a gittim. Bizim cemiyetin binasını, yollar batak olduğundan, şöyle bi uzaktan gördüm. Gerçekten kocaman kocaman sütunlar.. Cemiyeti binası mı, Romalılardan kalma saray mı? Ankara'ya dönüşte Başkana serzenişte bulunduydum. "Bayağı büyük paralar harcanmış Başkan.. Hele o sütunlar?" "Ne sütunları oğlum" dedi "Onlar künk. Kanalizasyonlara döşenen künk. Üst üste koydurttum.. Bi de serpme sıva.. Al sana Lidyalılardan kalma tarihi eser!" Rahmetli hep pratik düşünürdü.. Parlamentoda görev yaptığı sıralarda Turizm Bakanlığı'nı ona verselerdi eminim Türkiye bi turizm cennetiydi. Tabii şimdiki Turizm Bakanımızın da hakkını yememek gerek. Onun da çok parlak düşünceleri var. Mesela Formula 1 yarışlarının startında arabaların arkasından su dökmek gibi. Münasip yerlerinden öperim kardeşim. Güneş.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|