 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: YD yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|
 |  |

Çankaya şakaları
Bakanlar Kurulu toplantı salonuna önce Bakanlar gelirler... Sonra Başbakan'a "efendim arkadaşlar hazır" haberi verilir... Ve Başbakan, başkanlık etmek üzere, Bakanlar Kurulu'na girer. Bakanlar, Başbakan gelmeden önce kendi aralarında sohbet ederler. Espriler yaparlar.
Önceki gün toplantı salonunda Başbakan beklenirken, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ "sesini hafifçe yükselterek ve Milli Savunma Bakanı'na duyurarak" yanındakilere şöyle dedi: - Vecdi abiye karşı hürmette kusur etmemeliyim... Onun gözüne girmeliyim. Birkaç Bakan sordu: - Neden Recep bey? Recep Akdağ yanıt verdi: - Bakarsınız yarın Vecdi abi Cumhurbaşkanı olur... Ona bugünden yaklaşırsam, yarın göndereceğim kararnameleri bekletmez... Geri göndermez... Hemen imzalar.
Bakanlar "göz ucuyla" Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'e baktılar. Vecdi bey "konuşulanları" duymuştu. Ama "duymazdan geldi." Renk vermedi. Bu sırada Başbakan salona girdi. Ve "konu kapandı."
Pek çok bakan ve pek çok milletvekili bugünlerde benzer sözleri Beşir Atalay'a karşı da söylüyorlar. Prof. Mehmet Aydın'a karşı da. Köksal Toptan'a karşı da. "Onlar" ise tıpkı Vecdi Gönül gibi davranıyorlar. "Sağırları" oynuyorlar.
"Geçmişte" de bu işler böyle olmuştu. Örneğin Özal'a Çankaya seçimi öncesinde sorulup durulmuştu. "Kim çıkacak" diye. "Siz çıkacak mısınız" diye. Özal da tıpkı bugün Tayyip beyin yaptığı gibi "renk vermemişti." Hatta "şeytan azapta gerek" demişti. Milleti "merakta bırakmıştı."
Günlerdir olup bitene, yazılıp söylenene bakıyoruz da... Sanki "bir filmi ikinci kez seyreder gibi" oluyoruz. "Düne dair" başka bir not... "Özal çıksın mı çıkmasın mı" diye tartışılırken, siyasetin ağır toplarından Hüsamettin Cindoruk sesini yükseltmişti: - Çıkamaz... Başbakanlıkta geçen 7 yılın hesabını vermeden Çankaya'da oturamaz.
Cindoruk "muhalefete mensuptu." "Öyle konuşması" doğaldı. Ama ya ANAP'ın içindekilere ne demeli? Örneğin Burdur milletvekili Fethi Çelikbaş... ANAP'ın "aksaçlılar" grubundan olan Fethi bey demeci patlatmıştı: Özal çıkarsa huzursuzluk olur.
Çelikbaş sadece "bunları söylemekle" kalmadı. Özal'a karşı "adaylığını bile koydu." Pek çok ANAP'lı, Fethi beyin kapısına dayandı: - Abi, yapma etme, adaylığını çek. Ama yine pek çok ANAP'lı da Fethi beye destek verdi: - Abi, devam et... Arkandayız. Çelikbaş "adaylığını geri çekmedi." Çankaya seçiminin ilk turunda ANAP'lılardan "tam 18 oy aldı."
Güne yine bir espriyle nokta koyalım... Siyasette adettir "genel başkan yardımcılarına, grup başkanvekillerine, komisyon başkanlarına" hep "başkanım" diye hitap edilir. Bir gün birkaç milletvekili, Meclis'te ANAP milletvekili Cumhur Ersümer'e "sayın Cumhur başkanım" diye seslenince... Ve başbakan Özal "kendisine söyleniyor" sanarak, tebessümle dönünce... "Hitabın" Cumhur beye olduğunu görmüş ve "suratını asıp, yürüyüp gitmişti."
|
|
 |
|
|