  |
|
Şov dünyasının astrolojik haritası neler söylüyor?
Hani herkes birbirine bağırıyor, hani herkes birbirine meydan okuyor, herkes ne kadar önemli olduğunun altını çizdikçe diğerleri buna sinirleniyor ya... Hani tansiyon hep yüksek, hani beklenti, 'acaba ne olacak' diye hep dorukta ya... Hani hep adrenalin, hani hep reyting... Ya hayat? Yoruyor insanı tabii... Topluca bir cinnet geçiriyoruz diyorum bazen. Öyle değil mi sizce de? Bir bakın ekranlara, gördüklerinizi, duyduklarınızı şöyle bir yorumlayın, bakalım sizin vardığınız sonuç ne olacak? Evde, kumanda elimizde dans ediyor, bir kanaldan diğerine. Kim kime ne demiş, kim kimi yaralamış merakla bekliyoruz. Hepimizin hayatına 'az sonra'lı alt yazılar akıyor... Magazinci olarak kaçırmak istemiyorum olayları. Ama hangisine yetişeceğimi de bilemiyorum. Herkes konuşuyor. Birbirine laf atıyor, birbirini yargılıyor. İtiraflar doludizgin... Ünlüler kendi hayatlarından haber bültenleri sunuyorlar gazetecilere. Gazetecinin soru sormasına bile gerek yok, herkes anlatıyor zaten olanı biteni... Jüriler, yorumcular, sunucular, yarışmacılar arasında öylesine renkli bir eğlence (!) var ki, kimse kayıtsız kalamıyor. Bir gösteri sürüp gidiyor. Dün sabah programımızda astrolog Filiz Özkol konuğumuzdu. Ünlülerin kişilikleri, hayatları ve gelecekleri hakkında konuşurken, gezegenlerden, onların dizilişinin hayatımıza olan etkilerinden söz etti. Ben de şaka yollu olarak şu soruyu sordum; Peki televizyonlardaki bunca gürültünün, kavganın, herkesin kendini bu denli gösterme arzusunun, herkesin çok gergin ve saldırgan olmasının da gezegenlerle bir ilişkisi var mı? Varmış sahiden de... Türkiye'nin şu anda içinde bulunduğu ay burcu ikizlermiş. Bu da duygu karmaşası yaşandığı anlamına geliyormuş. 2003 yılından beri Uranüs balık burcunda ilerliyormuş. Bütün sanatçılar balıktan esinlenirmiş. Uranüs'ün balık burcunda olması da çılgınlıklar, yenilikler ve tezatlar oluşturuyormuş. Uranüs özgürlüğü ve yeniliği temsil edermiş. Balık burcuna geçmesiyle de (2003'ten itibaren) şov dünyamızda med cezirler yaşanmaya başlamış. Bu yenilikler, çılgınlıklar, tezatlar tamamiyle balık burcuna yansımış, bu da otomatikman şov dünyasındaki insanları etkiliyormuş. Üstelik Türkiye su grubu olduğu için balık ile olan alışverişi hızlanmış. Sonuç olarak Türkiye bir Uranüs çılgınlığı içindeymiş. (Acaba polemik çılgınlığı diyebilir miyiz buna?) 2008'de Pluton'un oğlak burcuna geçmesiyle bu polemikler biraz daha mantıklı ve sağduyulu olacakmış ama sakin sulara ulaşmamız 2010'da gerçekleşecekmiş. Yani çok bunalmış olabilirsiniz ama gördüğünüz gibi 2010'a kadar da yapabilecek pek bir şey yok. 20 yıldır magazin dünyasının içindeyim, ben böyle bir dönem görmedim. Ne diyorsunuz; 3 yıl daha bu şenlikli gösteriyi izlemeye dayanabilecek misiniz?
|