|
 |
 |
 |
 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
Fax: 0212 354 36 19 | SMS: EA yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|
 |  |
  |
|

Çankaya niye önemli?
Sahi şu Köşk, yani cumhurbaşkan-lığı makamı niye önemli? Bir kere simgesel değeri çok yüksek: Devletin zirvesi. Cumhuriyetin başı. Ülkenin temsilcisi. Bugüne kadar sadece 10 kişi o koltuğa oturabilmiş. Ancak işin bu yönü çok da önemli değil.Simgesel değer nedeniyle kimse kimseye silah çekmez, kimse kimseyi tehdit etmez, kimse kimseye hakaretler yağdırmaz... Böyle durumların meydana gelmesi için, olayın özünde çıkar ilişkileri olması (para şart değil, makam da olabilir) gerekir. O halde gelin cumhurbaşkanının yetkilerine bir göz atalım... Bunlar bilinmedik şeyler değil elbette. Anayasa'nın 104'üncü maddesinde yazıyor. Hafızamızı tazelemek için art arda dizilince bakın nasıl bir tablo çıkıyor ortaya. Bir solukta okumak imkânsız: - Yasama yılının ilk günü Meclis'i açar... Gerekli görürse Meclis'i toplantıya çağırır... Kanunları yayımlar... Uygun bulmadığı kanunları, tekrar görüşülmesi için Meclis'e gönderir... Anayasa değişikliğini gerekli görürse halkoyuna sunar... İstediği kanun hakkında Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açar... - Başbakanı atar... Gerekli görürse bakanlar kuruluna başkanlık eder... Büyükelçileri, konsolosları gönderir; gelen yabancıları kabul eder... Uluslararası antlaşmaları onaylar ve yayımlar... Meclis adına Silahlı Kuvvetler'in başkomutanıdır... Genelkurmay Başkanı'nı atar... Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıya çağırır ve başkanlık eder... Bakanlar Kurulu'nun sıkıyönetim kararını onaylar... Özel durumlarda cezaları hafifletir ya da kaldırabilir... Devlet Denetleme Kurulu üyelerini atar ve onlara inceleme yaptırır... YÖK üyelerini ve rektörleri atar... - Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Başsavcısını ve vekilini, Askeri Yargıtay üyelerini, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçer. Nasıl? Müthiş değil mi? Yani cumhurbaşkanı devletin zirvesini neredeyse tek başına belirliyor. Üstelik bu kararları verirken "yetkisi" var ama hiçbir "sorumluluğu" yok. Bir tek "vatana ihanetle" suçlanabiliyor. Onu da yapmak için somut bir kanıt ve Meclis'in dörtte üçünün oyu gerekiyor. İşte bütün kavga da buradan çıkıyor: Bazılarının tatlı rüyası, bazılarının kâbusu oluyor.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|