Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. AKPiktidarınınmilletvekilisayısının367'ninaltındaolmasıveilkoylamayadiğerpartileremensupmilletvekilleriilebağımsızlarınkatılmamasıhalindeAKP'nintekbaşınaCumhurbaşkanıseçemeyeceğiönesürülüyor. Peki bu görüş doğru mu? Bana göre hayır. Anayasa'nın toplantı ve karar yeter sayısı başlıklı 96. maddesinin 1. fıkrasında, "Anayasa'da,başkacabirhükümyoksa,TürkiyeBüyükMilletMeclisiüyetamsayısınınenazüçtebiriiletoplanırvetoplantıyakatılanlarınsaltçoğunluğuilekararverir;ancakkararyetersayısıhiçbirşekildeüyetamsayısınındörttebirininbirfazlasındanazolamaz" deniliyor. Anayasamızın diğer maddeleri incelendiğinde, toplantı yeter sayısıyla ilgili bu hükmün dışında başka bir hüküm bulunmamaktadır. Her konuyla ilgili farklı toplantı yeter sayısı öngörmek mümkün değildir. Toplantıyetersayısıbuhükmegöre184, karar yeter sayısı ise 139'dur.
Kararyetersayısı Anayasa'da 96'ncı maddenin dışında karar yeter sayısı ile ilgili 84, 87, 94, 99, 100, l02, 105, 111 ve 175. maddeler de düzenlenmiştir. İleri sürülen görüşe göre Anayasa'nın bu maddelerinde öngörülen karar yeter sayısına göre toplantı yeter sayısını uygulamak gerekir. Böyle bir görüş hâkim olsaydı, Anayasa'da toplantı yeter sayısı bir kural olarak yer almaz, karar yeter sayısı ne ise toplantı yeter sayısı da o olurdu. Anayasa'nın 102. maddesinin birinci fıkrasında "Cumhurbaşkanı,TBMMüyetamsayısınınüçteikiçoğunluğu(367)ilevegizlioylaseçilir. TBMM toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağrılır. Müteakip fıkralarda seçimin ne zaman başlayacağı, bitirileceği ve üçteikiçoğunluk(367)sağlanamadığıtakdirdenasılbiryöntemuygulanacağıdüzenlenmiştir . Anayasa'nın 102. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan "Yapılacakoylamalarınilkikisindeüyetamsayısınınüçteiki(367)çoğunlukoyusağlanamazsaüçüncüoylamayageçilir", ilk iki oylamaya katılan herhangi bir adayın 367 oy alamaması halinde, "ÜçüncüoylamadaüyetamsayısınınsaltçoğunluğunusağlayanadayCumhurbaşkanıseçilmişolur" hükmüne uygun düşüyor. Her iki oylamada adaylardan hiçbiri 367 oy alamadığı takdirde üçüncü oylamaya geçileceği Anayasa hükmü gereğidir. Birinci oylamada 367 oy sağlanamazsa ikinci oylamaya geçilemeyeceği savı Anayasa'nın bu hükmüne uygun düşmemektedir. Birincioylamadaenaz367veyaüzerindekiTBMMüyesininkatılmadığınınanlaşılmasıhalinde,ikincioylamayageçilemeyeceğisavı,Cumhurbaşkanlığıseçiminekatılanadaylarıntümününaldığıoysayısınıntoplamı367'ninaltındaçıkmasısonucunabağlanmıştır. Bu düşünce kabul edildiği takdirde ikinci oylamada bütün adayların toplam olarak 367 oy alması halinde dahi Anayasa'nın "oylamalarınilkikisindeüyetamsayısınınüçteiki(367)çoğunlukoyusağlanamazsaüçüncüoylamayageçilir" kuralını işletmek mümkün olmayacaktır. Çünkü üçte iki çoğunluk sağlanmış olduğu için üçüncü oylamaya geçilemeyecektir.
Üçtebirbirleşimiaçar TBMMİçtüzüğü'negöreyoklama,başkanbirleşimiaçtıktansonratereddüdedüşerseyapılır.İçtüzük57.maddeninsonfıkrasınagöreyoklamayapılmışolsabileüyetamsayısınınenazüçtebirimevcutsa(184üye)birleşimedevamedilmektedir . İçtüzük'te de bu sayının dışında başka bir toplantı nisabı öngörülmemektedir. Özal31.10.1989tarihli24'üncübirleşimde,Demirel16.5.1993tarihli103'üncübirleşimde,Sezer ise 5.5.2000 tarihli 90'ıncı birleşimde seçildikleri oturumlarda da Genel Kurul'u yöneten başkanlar yoklama yapmamışlar ve İçtüzüğün 57. maddesinin kendilerine tanıdığı takdir haklarını kullanarak "toplantı yeter sayısı vardır. Gündeme geçiyoruz" demişlerdir. Cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılacak ilk oylamadaki birleşim açıldıktan sonra, yoklamayapılarak367üyemevcutdeğilseoylamanınyapılamayacağıvebirleşiminkapanmasıgerektiğinisavunanlarınsavıkanımcahukukentutarlıbiryaklaşımdeğildir. Böyle bir uygulama İçtüzük ihdası niteliğinde bir karardır.
Takvimnasılişleyecek? CumhurbaşkanıSezer5Mayıs'taseçilmiş,ancakTBMM'deandiçmetöreni16Mayısolduğuiçingörevsüresi16.5.2007'dedolmaktadır. Dolayısıyla seçim sürecinin 16 Nisan 2007 Pazartesi günü başlaması ve 25 Nisan 2007 Çarşamba saat 24.00'e kadar adayların Meclis Başkanlık Divanı'na bildirilmesi gerekmektedir. Müteakip 20 gün içinde de Genel Kurul'da oylamalar yapılarak sonuca gidilmelidir. konuya bunun dışında yorum getirmek Anayasa ve içtüzüğü zorlamak olacaktır.