|
 |
 |
 |
 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: EB yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|

28 Şubat heveslileri
Televizyonda Milli Güvenlik Kurulu görüntülerini izliyorum. Karşılıklı bir oturma düzeni söz konusu. Masanın ekrana göre solunda seçilmişler var. Başbakan, başbakan yardımcıları, Adalet ve İçişleri bakanları ve onlara bağlı bürokratlar. Karşılarında ise Anayasa'ya göre benzer bir statüde olan ama kendilerini her türlü kurumdan bağımsız olarak gören asker bürokratlar. Bu tablo Türkiye gerçeğini de tam olarak yansıtıyor. Bir arada değil de birbirine rakip olarak çalışan iki kurumun resmi görüşme alanı burası. Sivil-asker karşıtlığı veya ordunun kendini siyasi bir merkez olarak görmesinin yol açtığı gerilim yeni bir olay değil Türkiye'de. Cumhuriyet'in kuruluşundan beri süregelen ve kökleri Osmanlı'ya dayanan bir süreç. Elbette bu iktidar döneminde gerilimin doruğa çıktığı konusunda kimsenin kuşkusu yok. Silahlı bürokrasi, ülkenin temel sorunlarında kendini tek yetkili görüyor. Seçimle işbaşına gelmiş sivillere güvenmiyor. Bu amaçla gerektiğinde medyaya bilgi sızdırıyor, kimi zaman da susarak gözleriyle konuşuyor. Cumhurbaşkanlığı seçimine doğru bu durumun tırmanarak süreceği açık biçimde görülüyor. Silahlı bürokrasi temel politikaları kendisi belirlemek istiyor, kimi siyasi partiler, bir kısım medya da bu duruma çanak tutuyor. Bu ortamda yine 28 Şubat öncesine benzer bir dönemden geçiyoruz. Ancak bir farkla, büyük sermaye bu kez istikrarlı gidişten ve dünya sistemiyle yakınlaşmaktan memnun. O nedenle 28 Şubat'ın önemli bir müttefikinden yoksun gerilim isteyenler. Medya ise kendi sıkıntılarıyla boğuşuyor. Zaman zaman vur-kaç manşetler çıkıyor ama genelde gerilim yaratıcı manşetlerden uzak duruluyor. Burada iş Meclis'teki muhalefete düşüyor. Sağ olsun Sayın Baykal bu konuda elinden geleni yapıyor. Erdoğan'ı Hitler'e, AK Parti'yi Nazilere benzeten açıklamaları bunun bir örneği. Ortamı germek için kullanılan malzeme de değişik. Bu kez Kuzey Irak'taki Kürt devleti ve PKK ağır basıyor irtica yerine. Suyun yatağını değiştirme çabaları bitmeden sürüyor. Oysa bu deneyimin her seferinde geri teptiği, ezmeye çalıştığı hareketin güçlenerek geri döndüğünü fark etmez görünüyorlar. Halkla inadın bedelini kaç kere gördüler oysa. 12 Mart'ın ardından Ecevit'in çıkışı, 12 Eylül'den sonra Özal'a akan oylar, 28 Şubat'tan sonra AKP'yi iktidar yapan tepki. Her yapay girişim halka çarpıp geri dönüyor ama onlar dere yatağını değiştirme çabasından vazgeçmiyor. Bizim ömrümüz de bu hayhuy içinde geçip gidiyor.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|