|
 |
 |
 |
 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: ASA yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|

Ankara sessiz çünkü...
Geçenlerde bir bakanla sohbet ederken, aynı anda birbirimize "Ankara neden bu kadar sessiz" diye soruverdik. Gerçekten de 6 aydır, "2007 çok gergin geçecek" diye tekrarlayıp duruyoruz. "Çankaya sürecinde şu olacak, bu olacak." Oysa ortada hiçbir şey yok. Kadından sorumlu bakan Nimet Çubukçu'nun CHP lideri Deniz Baykal'la başlattığı "lider eşleri" polemiğini saymazsanız, henüz Çankaya gerilimi hissedilmiyor Ankara'da. Hatta, cumhurbaşkanlığı tartışması o kadar erken başladı ki, birçok Ankaralı çoktan konudan bunalmış gibi... Yine de 2007'nin en önemli meselesi, Çankaya'da cumhurbaşkanlığı makamına kimin oturacağı. Gün geçtikçe adaylar da, dedikodular da artıyor. Bu yüzden kısa bir "ufuk turu" yapalım dedik. Çankaya için en şanslı aday kuşkusuz Başbakan Tayyip Erdoğan. Ancak Erdoğan son dönemde ısrarla "Daha yapacak çok iş var; aday olmayabilirim" sinyali veriyor ve bu da Ankara'da ezber bozdu. Erdoğan ve çevresi, "Aday olmama eğiliminde" havası yaydıkça, CHP kuşkulanıyor. CHP'liler, bunun Erdoğan'ın mevcut kamuoyu baskısını azaltmak için kullandığı bir taktik olduğu görüşünde. "İşin rengi nisanda belli olur" diyorlar. İkinci önemli tespit, "Erdoğan olmazsa Gül olur" iddiası. İki siyasetçi arasındaki "sessiz mutabakatı" bilenler, buna bir de Gül'ün dışişleri bakanlığı döneminde pekişen "devlet adamı" kimliği çerçevesinde devletin kilit kurumlarıyla geliştirdiği güven ilişkisini ekleyip Gül'ün Çankaya için, doğal bir aday olduğunu söylüyorlar. CHP'den oy alma şansı olan bir aday... Bülent Arınç ise, açıkça deklare etmese de "Tayyip Erdoğan olmazsa ben adayım" hissini yoğun bir biçimde veriyor. Ancak ErdoğanGülArınç arasında çekişmeli bir rekabet bekleyenler, bu üç adamın "farklı bir siyasi disiplinden" geldiğini unutuyorlar. Bizce Arınç'ın adaylığını koyma ihtimali yüksek. Bu noktadan sonra Çankayatoto iyice renkleniyor. "Kadın olsun" diyenler var. Son günlerin favori ismi Nimet Çubukçu. Çubukçu çalışkan ve yetenekli ve bakanlık döneminde muhafazakar çevrelerde beğeni toplayan bir profil çizdi. Ancak Deniz Baykal'la girdiği polemik sonrasında zaten yüksek olmayan Çankaya şansı, zedeledi. Devlet bakanları Beşir Atalay ve Mehmet Aydın, bir yılı aşkın zamandır ortada olan isimler. İkisinin de eşinin başı açık ("Pardon ama bu Türkiye'de önemsiz diyebilir misiniz?"). Ancak Beşir Atalay'ın daha önce Cumhurbaşkanı Sezer'den veto yemiş olması ve 17 Aralık'ta Kıbrıs Rum kesimini gümrük birliğine katan ek protokole imza atan isim oluşu, siyaseten durumunu güçleştiriyor. Mehmet Aydın içinse söylenebilecek en kötü şey, hakkında söylenebilecek tek bir kötü şey olmayışı. Muhalefet, bakanlığı döneminde harıl harıl "medeniyetler ittifakı" meselesine odaklanan filozof-siyasetçinin fazlasıyla Erdoğan'ın etkisinde kalacağını iddia ediyor. Vecdi Gönül ve Cemil Çiçek içinse sürekli yükselen ve inen Çankaya grafikleri var. Bazı AK Partililer, Gönül ve Çiçek'i "yeterince İslamcı" olmamakla suçluyor. Bizim gözlemimiz ise, hem Erdoğan hem de CHP'nin bu iki isme son derece saygılı davrandığı. Bu arada sürpriz isimler arasında son dönemde en çok konuşulan, İslam Konferansı Örgütü Başkanı Ekmelettin İhsanoğlu. Meclis dışından bir aday çıkacaksa, AK Parti hükümetinin böyle bir isme yönelmesi olasılık dışı değil. Yargıtay çevrelerinde Yargıtay Başkanı Osman Arslan, Anayasa Mahkemesi'nde ise mahkeme başkanı Tülay Tuğcu'nun AK Parti'nin sürpriz adayı olduğu konuşuluyor. Romantik solcular, ısrarla o makama çok yakıştırdıkları Hikmet Çetin'in Çankaya'ya çıkabileceği iddiasında. Az da olsa hala eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün adını ananlar var. Meclis'teki 550 milletvekilinden en az 50'si, aradan sıyrılıp Çankaya'ya çıkabileceği umudunda. Papa, Orhan Pamuk ve Hülya Avşar isimleri, henüz zikredilmiş değil. En azından benim bulunduğum ortamlarda...
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|