|
 |
 |
 |
|
|

Davis/Milli Cup
Rusya, geçen hafta Moskova'nın Olimpik Stadı'nda Arjantin'i 3-2 yenerek, tarihinde ikinci kez Davis Cup şampiyonu oldu. Tribünleri dolduran coşkulu taraftarlar, bu kupanın kazanılmasında tenisçiler kadar başroldeydi. Arjantin'i destekleyenler arasında Maradona bile vardı. Maradona'nın dünyanın öbür ucundan Moskova'ya, sadece David Nalbandian'ı seyretmek adına gitmediği kesin. Dünyadaki yeri bir kenara, ülkesinin milli kahramanı Maradona, bu tür memleket meselelerinde son derece titiz. Bunu neden yazıyorum? Çünkü, Davis Cup'a katılan ülkeler için bu maçlar, adeta bir memleket meselesi. O nedenle maçlar ulusal coşku içinde yaşanıyor. Maradona da o coşkuyu, Arjantinli raketlere hissettirmek adına orada. Buna karşılık Boris Yeltsin de Rusya adına tribünde. Bu müthiş mücadeleyi es geçmeyen bir başka isim daha var tribünde. O da, eski olimpiyat komitesi başkanı, J.A. Samaranch. Tam anlamı ile olimpik ruha uygun bir turnuva. Kazanmak için aristokrat tribün kimliğinden uzak, tezahüratın en çılgıncası en coşkulusu var tribünlerde. Tenis bir anda halk sporu kimliğinde. Ve kazanmak adına her şey yapılıyor bu turnuvalarda. Bunun en güzel örneğini Avustralya'daki, 2003 Davis Cup finalinden verebilirim. Yer Avustralya Melbourne Park, kort Rod Laver Arena. Hani şu tenis takviminin 1 nolu Grand Slam'ı, Avustralya Açık maçlarının oynandığı kortlar. İşte o kortlar hard korttur. Yani zemin yeşil boyalı sert bir malzemeden kaplanmıştır. Avustralyalılar İspanya ile oynayacakları final maçında kort zeminini değiştirerek çimle kapladılar.
FUTBOLCULAR KADAR OLAMADILAR Kırk yıllık Rod Laver Arena, bir günde Wimbledon oluverdi. Toprak kort ustası İspanyollar'a bundan daha güzel bir sürpriz olur mu? Hewitt, Philippussis, Arthurs, Woodbridge'den oluşan Avustralya, Moya, Ferrero, Lopez, Corretja'lı İspanya'yı 3-1 yenerek şampiyon oldular. Bu olay bana hezimete uğramamak için bazı milli futbol maçlarını İnönü'nün çamurlu zemininde oynadığımız günleri hatırlattı. Aslında bugün teniste Davis Cup takımımızın durumunu düşününce, futbolun yaptıklarına saygı duymamak elde değil. En azından geçmişte skor için mücadele etmişler. Davis Cup takımında maalesef bu anlayış bile yok.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|