  |
|
Sabah programlarının işlevi ne olmalı?
Sarı kurdele kampanyasına bir katkı da benden... Seda Sayan sabah programı yapmaktan utandığını söylüyor. Ben de utanırdım. Utanacağım için gelen teklifi reddettim zaten. Benim önerdiğimi de kanal istemedi. Ki, gündüz programlarını çok önemseyen, 'prime time'dan daha çok önemli olduğuna inanan, yakından takip eden ve üzerine kafa yoran biriyim. Kadınlarımızın, kızlarımızın, çocuklarımızın, hatta erkeklerimizin (emeklileröğrenciler- dükkanında tv olan esnaf) gün boyu TV seyrettiklerini, TV'den beslendiklerini biliyorum.
ÇAKTIRMADAN EĞİTİM Bu yüzden televizyonun eğlendirici olduğu kadar eğitici olması gerektiğine inanıyorum. Ama eğitim, tıpkı özgürlük gibi içi boşaltılmış ve sulandırılmış bir kavram. Eğitim deyince hemen akla ders verir gibi birinin didaktik konuşması geliyor ve istenmiyor. Hayır, çaktırmadan eğitim yapılır TV'de. Zor olan da budur.
YOZLAŞTIRMA YOL GÖSTER Ama bizim televizyoncularımız zoru değil, kolayı seçtikleri için bu noktadayız. Madem içimizden kahraman yaratma formatı çok tuttu, o insanlarda kendini buldu seyirci, ne güzel; aranılan fırsat ayağa gelmiş demektir. Yozlaştırmadan yol gösterilebilir, her türlü bilgi anında verilebilir izleyenlere. Bunun için önce ülkesini tanıması gerekir insanın. Ülke gerçeklerinin farkında olan, sorumluluk duygusuna sahip biri, biraz kafasını çalıştırırsa neyi yapıp yapmayacağını bilir çünkü. Üç yıldır sürekli yazdığım gibi (Yeni Asır-Günaydın) bu tür programların daimi psikolog, psikaytr, pedagog, sosyolog gibi uzmanlarının olmasından yanayım. (Çarşamba günü yaptığınız gibi değil ama sevgili Seda!)
BANA NE AYŞE'NİN YORUMUNDAN Her gün orada olacak bu uzmanlar ya da ekran başında. Yaşananları başından sona izleyecek, gerektiği yerde devreye girecek ve olayları, söylenenleri yorumlayacaklar. Bana ne, seyirciye ne Ayşe'nin, Tülay'ın, Sema'nın, Tanju'nun, babaannenin yorumundan! Tamam konuşsunlar, görüşlerini belirtsinler ama onlar da bilmiyor ki ikili ilişkileri? Ben de bilmiyorum!
AÇIK AÇIK REKLAM BU Çoğu zaman yangına körükle gidiyor, ortalığı yatıştıracak, ikilinin arasını bulacakları yerde bozulmasına neden oluyorlar. Kahramanları reklam yapmakla suçluyorlar ama esas reklam yapan kendileri! Tatmin oluyorlar ekranda gözüküp, konuşmak ve tanınmakla. Demem o ki; ikili tartışırken devreye girer ve yaşananları yorumlarsa söyleyecek sözü olanlar, hepimiz bir şeyler öğrenme imkanı buluruz. İşte o zaman ekran kahramanlarının nezdinde 'ikili ilişkiler'e büyük katkıda bulunur gündüz programları. Ve çok önemli bir işlevi yerine getirmiş olurlar. Kendimize ayna tutmak önemli ama çıkış ve çözüm yolu göstermek daha da önemli.
|