 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: FA yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|
 |  |
  |
|

Gerek şart, yeter şart ve diğerleri
Nur içinde yatsın, Bülent Ecevit'in arkasından yazılanlar, Türk siyasetinin içinde bulunduğu durumu da ortaya koyuyor. Sağ, sol ve hatta İslamcı basında Ecevit'le ilgili övgülerin toplandığı tek bir yer var, "Dürüsttü. Çalmadı. Zenginleşmedi." Yani onu diğer liderlerden ayıran özellik bu. Doğrudur. Ecevit çalmamıştır. Ecevit zenginleşmemiş, zenginleştirmemiştir, Ecevit ekonomik açıdan dürüsttür. İyi de bunlar zaten bir ülkeyi yönetecek adam için "gerek şartlar" değil midir! Bunlar evrensel ölçekte siyaset yapanlar için "olması gereken" özelliklerdir. Bütün bunlar olacak. Bunların üzerine de vizyon, yönetme becerisi, liderlik özellikleri, bir ülkeyi hedefe götürme çabası, geleceği öngörüp planlama yeteneği de olacak. Türkiye'de siyasetin "vahametini" görün ki, "gerek şartlar", "yeter şartlar" haline geliyor. Hırsızlık bir "defo" olması gerekirken, olması gereken bir durum olan "dürüstlük" çok önemli bir özellik haline geliyor. Yani Ecevit'in Türk siyasetindeki "eşsiz ve benzersiz" özelliği "dürüstlüğü" oluyor. Ecevit'in arkasında kalanlar buna sevinmeli mi bilmiyorum ama diğerlerinin hayli üzülmesi gerektiği tartışmasız. Not: Dün Ecevit'ten bahsederken iki noktayı unutmuşum. Birincisi, Çalışma Bakanlığı yaptığı dönemde Türkiye'de sendikal hareketin gelişmesinin yolunu açması. Diğeri ise bugün başarıyla uygulanan ekonomik projenin temelini atmış olması...
|
|
 |
|
|