 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: MS yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|

Çankaya Resepsiyonu...
Çankaya Köşkü'nde resepsiyon salonunun tam orta noktasındayız... Üç büyük üniversitenin rektörü ile emekli iki orgeneral sohbet ediyor. Karşılıklı bayramlaşmadan sonra, üniversite rektörü kolundaki saati gösterip söze giriyor: "Geçmiş yıllardan ne kadar farklı; saat 22:00, salon hâlâ dolu..." Birkaç adım ilerlerindeki sanatçı ve milletvekili grubunun sohbeti de aynı konu üzerine odaklı... Onlar da geçmiş yıllarda 29 Ekim Resepsiyonu'nun 20:30 veya en geç 21:00'de bittiğini anımsatıyor. İçlerinden sanatçı olanı şöyle diyor: "Servis bitti, içki masaları toplandı, saat 22:00 oldu, kimse gitmek istemiyor..." Yanıtı arkadaşı, esprili tonda veriyor: "Seneye nasıl olsa gelemeyeceğiz kaygısında olanlar biraz daha kalmak istiyor..." Herkes, birbirine mayıs ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl sonuçlanacağını soruyor. Biri diğerinden bir adım atmasını beklerken, karşısındaki aynı adımın aslında onun tarafından atılması gerektiğini konusunda iknaya çabalıyor. Çankaya Köşkü'nde önceki akşamki 29 Ekim Resepsiyonu böyle bir ruh hali ile son buluyor.
DTP'li başkanlara gözaltı Cumhurbaşkanlığı seçimi dışında resepsiyon süresince tanık olduğumuz, konular ise şöyle: İrtica ile mücadele, bölücü terör, AB sürecindeki tıkanma, her Türk'ün bir araya geldiğinde tatlı niyetine sohbet üstü aldığı futbol muhabbeti ve kilo sorunu... Baştan alırsak : İrtica ile mücadelede gelinen nokta bugünkü MGK'da ele alınacak konulardan biri olarak görülüyor. Bölücü terör örgütünün durumu ise geçen hafta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün başkanlığında toplanan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nda görüşülmüş. PKK'nın dağılma süreci içine girdiği, geçen ay 30, bu bayram süresince de 26 kişinin örgütten kaçıp güvenlik güçlerine sığındığı belirtilmiş. Örgütü ayakta tutan finans kaynakları, uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı ve kaçak mazot olarak sıralanmış. ABD'nin terörle mücadele temsilcisi atamasının üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen, Kuzey Irak'taki PKK varlığına dönük bir yaptırıma rastlanmadığı kayda geçirilmiş. Irak'taki durumun içinden daha da çıkılmaz bir noktaya doğru gittiği vurgulanmış. Başbakan Nuri El Maliki'nin koltuğunun sallantıda olduğu, dolayısıyla bu süreçte Irak güçlerinden de PKK'ya karşı bir yaptırım beklemenin boş olduğu görüşünde birleşilmiş. Ayrıca, başta Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Beydemir olmak üzere, DTP'li belediye başkanlarının yurt içi ve dışındaki demeçleri de ele alınmış. Güvenlik birimleri, bu belediye başkanlarına karşı neden bir yaptırım getirilmediği, niçin görevlerinden alınmadıkları sorularını yöneltmiş. Hükümet bu konuda adım atma sözü vermiş.
AB süreci Kıbrıs ve TCK 301 tartışması arasında sıkıntılı bir döneme daha girilen AB ile ilişkiler konusundaki kaygı ise yüksek. Bir ay önce "Komisyon İlerleme Raporu'nda olumsuzluklara ilişkin tespitte bulunur, kararı AB zirvesine bırakır" görüşü hakimken, bugün daha geri bir noktada bulunulduğu kabul görüyor. Kaygı, sorunun İlerleme Raporu aşamasında çıkacağı ve AB sürecinin Aralık ayındaki zirveye giderken kesintiye uğrayacağı noktasında... Özellikle, son günlerde hükümetten gelen farklı açıklamalar ve AB hızının kesilmesi bu beklentiyi en üst seviyeye çıkarmış. Finlandiya'nın Kıbrıs konusunda tartışmaya açtığı çözüm önerilerinin bir sonuç getirmesi de beklenmiyor. Çankaya'da bir 29 Ekim Cumhuriyet Resepsiyonu daha benzer sohbetler arasında son buluyor.
|
|
 |
|
|