SMS: AY yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder
İyilik dışardansa kötülük nereden gelecek
Türkiye'de dış etkiyle başlayan finansal piyasalardaki iyileşmenin nereye kadar gideceği yine dışarıya bağlı. Dünyanın ise bin bir türlü hali var. Uzun süreli hareketin finali ile geleneksel yılsonu canlılığının çakışması, 2007'de global ekonomide belirsizlik ve Türkiye'deki seçimler kâr realizasyonu konusunda dikkatli olmayı gerektiriyor.
Finansal piyasalar dışarıdan esen rüzgarla geçen hafta yeniden yön değiştirdi. Son iki haftalık bozulma yerini düzelme eğilimine bıraktı. Faiz son iki yılın en yüksek düzeyine çıkmışken gevşemeye başladı. Borsa bu yılın mart ayında başladığı düşüş sürecinde 39 bin puana yaklaşarak en yüksek düzeyine çıktı. Döviz kurları yeniden düşüyor. Böylecefinansalpiyasalaraasılyönverenlerinyabancılarolduğubirkezdahatescillendi. Bu yılın mart başında 4.5 yıldan beri devam eden iyileşme eğilimi yabancı satışlarıyla kırılmıştı. 2002'nin son çeyreğinde Türkiye piyasalarında başlayan olumlu trende, küresel gelişmeler etkili olmuştu. Global likidite bolluğu ve faiz düşüşleri ile gelişmekte olan piyasalara yönelik risk alma iştahındaki artış, Türkiye'de tek parti iktidarı ve AB atağı ile desteklenmeşti. Bu arada yaşanan büyük türbülansların hemen hemen tümüne global gelişmeler yol açmıştı.
Yabancıhâkimiyeti Küresel piyasalar ve ekonomiyle bütünleşmesi, cariaçıkvermesiveyüksekkamuborçlarınısürdürebilmekiçin,yabancıkaynağaihtiyaçduymasıbudönemdeTürkiye'yidünyapiyasalarınınetkilerinesondereceaçıkhalegetirdi. *Sermaye hareketlerinin 1989'den beri serbest olması entegrasyonun altyapısını oluşturdu. *Böyle bir süreçte hisse senedi piyasasının üçte ikisi yabancıların eline geçti. Yukarıda yer alan tablodan görülebileceği gibi, borsadaki hisse senetlerinin yüzde 66'sı bir süreden beri yabancıların portföyünde bulunuyor. Yabancılar,yerlileregöreçokdahaazalımsatımyapmalarınakarşılıkellerindebulundurduklarıportföyünbüyüklüğüveyerlilerietkilemegüçlerineparalelolarakpiyasanıngenelyönünübelirlemededahaetkiliolabiliyorlar. *Yukarıdaki tablodan izlenebileceği gibi, devlet iç borçlanma senetleri piyasasında yabancıların portföyü 18.5 milyar dolara ulaştı. Bu rakam Hazine'nin piyasaya olan 120.3 milyar dolarlık iç borcunun yüzde 15.4'üne denk geliyor. Oran olarak hisse senetlerine yaklaşmasa bile, bir kaç milyar dolara varacak satışların faizler üzerindeki etkisini mayıshazıran dalgalanması sırasında yaşadık. Bonopiyasasınınyabancılardannisbetendahaazetkilenmesindeyerlilerinpayıbüyük. *Yabancılar Hazine'nin eurotahvillerinin de yaklaşık yarısını ellerinde tutuyor. Bu piyasada yapılan satışlar veya alışlar, stokun yaklaşık yarısının yerlilerin ellerinde bulunmasından dolayı, faiz piyasasını olumlu veya olumsuz etkiliyor. *Türk bankalarının yurt dışıyla yaptıkları swap işlemleri ve dışarıda ihraç edilen 10 milyardan fazla YTL tahvilleri, yabancı hareketlerinin yurtiçine etkisini artırıyor. *Yabancılar bütün bu işlemlerle Türkiye döviz piyasasına arz veya talep yaratıyorlar. Dolayısıyla dalgalıkurrejimindedövizkurlarıüzerindeeskisineoranlaçokdahaetkilioluyorlar. *Piyasalarla Türkiye üzerinde yabancıların etkisini artıran en büyük neden, bu yıl 30 milyar doları aşan ve bu düzeyini sürdürmesi beklenen cari açık. Bu,herayiçinortalama2.5milyardolarlıkbirdışkaynakgereksinimidemek.Bukaynakgelmeliki,ekonomidekiçarklardönsün,finansalpiyasalardakidengelerbozulmasın. Bu açıdan portföy yatırımlarının yanında bankaların yurtdışı borçlanması ve reel sektör şirketlerinin dış borçlanması da finansal piyasaları etkiliyor. Yabancıların Türkiye'den şirket satın almaları da piyasaların olumlu trendini sürdürmesine önemli bir katkı sağlıyor. Kârrealizasyonunadikkat Son piyasa hareketleri yabancıların mevcut koşullarda Türkiye'ye yatırım yapmaya devam edebileceklerine işaret ediyor. Bu süre, bir kaç günden bir kaç haftaya hatta bir kaç aya kadar uzayabilir de. Kısa bir süre sonra kesilebilir de. Çünkü dünyanın bin bir türlü hali var. Dışarıyabukadarbağımlıolduktansonra,buhareketinsonununnezamangeleceğideküreselpiyasalarıntercihinevedünyadakigelişmelerekalmış. 2007, Türkiye'de çifte seçim yılı. Küresel piyasalar açısından da geleneksel yıl sonu hareketine ve uzun süreli bir konjonktürün finaline denk gelmesi yanında dünya ekonomisinde 2007 beklentilerinin pek de iyi olmaması, kâr realizasyonlarına özellikle dikkat edilmesini gerektiriyor.