| | | | | | | | | | ÃÆâ€ââ€Â¢ÃƒÆ’ƒÂ¢Ã¢â€šÂ¬Ã…¡Ãƒâ€šÃ‚»Gündem | | | | | | | | | | | | |
|
 |
 |
|
 |
|
 |
|
|
 |
 |
 |
|
 |
 |

  |
|
'Tarikatlar Osmanlı'da şimdikinden daha ılımlıydı'
Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Sosyolog Prof. Nilüfer Narlı, tarikatların ve Nakşibendilerin Türk siyasetindeki durumunu değerlendirdi: "Bugün tarikatların temsil ettiği İslam anlayışı ile Osmanlı'daki tarikatların temsil ettiği İslam anlayışı arasında temel farklılık şimdiki tarikatların daha radikal olması. İbadetin dışa vurulmasından ziyade, tanrı sevgisi, insan sevgisi, kendini bilmek gibi fikirlere açık, insan yüzü daha güçlü bir İslam anlayışı vardı. Radikalleşme süreci Cumhuriyetin kurulması ile başladı. Cumhuriyet'in tekke ve zaviyeleri kapatması ile birlikte tarikatların kendilerini isyanlar ile ifade etti.
RESTORASYON
1950'li yıllarda Demokrat Parti'nin ortaya çıkması ile birlikte tarikatlar "yeraltında mı kalalım yoksa kurulan bu partiler ile açık kapalı ittifaklar mı yürütelim" tartışmasına başladı. Özellikle Nur cemaati Demokrat Parti ile ittifaka girdi. Bunun sonucunda mesela ezanın tekrar Arapça söylenmesi, türbelerin tekrar ziyarete açılması gibi tavizler aldılar. Bu dönemle birlikte İslami restorasyon dönemine geldiğimizi görüyoruz. 1960 darbesi de şaşırtıcı bir biçimde tarikat ve cemaatlere yaradı. 1961 Anayasası'nın özgürlükçü ortamı, toplanma ve dernekleşme hürriyetini genişletmesi son derece işlerine yaradı. Daha kapalı hareket eden tarikatlar, cami yaptırma dernekleri kurarak kendilerini daha legal ifade etmeye başladılar. 1970'lere kadar legal yapılanmanın yüzde 75'ini bu cami yaptırma dernekleri oluşturdu."
MSP ÖRNEĞİ 1970'li yıllarda ise tarikatlar ve cemaatlerin varolan partiler ile ittifak kurmak yerine kendi partilerini kurmayı yeğlediler. Milli Selamet Partisi bu nedenle Nurcular ve Nakşibendilerin ittifakı ile kuruldu. Çeşitli hükümetlerde iktidar ortağı olması ile birlikte ise imam hatip okullarının liselere denkliği kabul edildi ve tarikat bağlantısı olan kişiler çeşitli devlet görevlerine getirildi." "12 Eylül 1980 darbesinin her ne kadar gerekçeleri arasında ünlü Konya Mitingi'nde yaşananlar olmasına karşın darbe sonrası tarikatların daha rahat hareket ettiler. Bugün tartışılan "Ilımlı İslam" teorisinin de aslında 12 Eylül sonrasında askerlerin desteklediği Türk-İslam sentezi ile gerçekleştirilmek istendi. Tarikatlar 80'li yıllar da ise şirketleşmeye ve vakıflaşmaya yöneldi. Kurdukları şirketlerin dünyaya açılması ile birlikte onlarda globalleşiyor. Örneğin bir tarikat Avustralya'da çok büyük yatırımlara rahatlıkla girdi.
|
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|