SMS: MO yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder
Bankasını satan patronların yüzde 9 merakı
Çok iyi bir sürücüsünüz. Kullandığınız arabanın markası Ferrari ya da Doğan. Yol durumu ve hava şartları çok kötü. Kullandığınız arabanın markası ne olursa olsun farketmez, kaza yapar, tepetaklak gidersiniz. İroniyapıyoruz.ArabalarTürkiye'ninbankalarınısimgeliyor.Yoldurumuvehavaşartlarıisemakroekonomikverilerinözetiniveriyor. Elbette bankacılık sisteminde makro politikaları politikacılar ve bürokratlar belirler. Patronlar ise mikro politikalarla yolunu çizer. Ama ortada bir gerçek var. Türkbankapatronlarıçokkorktu;yabancılarısigortavegüvenlikçemberiolarakgörüyor. Yabancıların kolları kanatları arasında rahat nefes alarak yaşamak istiyor. Eğer öyle olmasa Harvard'lıHüsnüÖzyeğin, borç para ve Doğan marka otomobille 1987 yılında kurduğu Finansbank'ı, bankacılık sektörünün 5 yıldır yüzde 40 büyüdüğü bir dönemde Yunanlı bölgesel bir banka olan NBG'ye satar mıydı? Tatlı kârları bir yana bırakıp, yeni pazarlarda risk alarak farklı bir yolculuğa çıkar mıydı? KerametiBDDK'da Hüsnü Özyeğin artık Finanbank'ta yüzde 9.6'cı... Çünkü sahip olduğu hisse o kadar. Hoş,birhaftaönceMNGBank'ı160milyondolaraHaririAilesi'nesatanMehmetNazifGünaldayüzde9'cu . Diyeceksiniz ki, ne var bu yüzde 9'da? Çok şey var, çok. Çünkü hissesi yüzde 10'un altında olan banka ortakları, yönetimvedenetimyetkisi ni kaybediyorlar. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)yükümlülüğü nden kurtuluyorlar. Alım ve satımlarda BDDKiznine tabi olmuyorlar. Her şeyden önemlisi sorumluluk hukukunun sıkılaştırılmış yapısına takılıp kalmıyorlar. Kaçıyorlar... Direktendönmedi Türkiye son 20 yılda iki önemli bankacılık krizi yaşadı. Acaba, Finanbank 1994 ve 2001 krizinden nasıl etkilendi? Direkten döndü mü? Özyeğin ve ekibi diyor ki: "Hiç direkten dönmedik!" Çünkü 1994 krizinde mevduat sayısı az olduğu için bankadan mevduat çıkışı olmamış. Nakitte olan banka kâr etmiş. Piyasa payını artırmış. 4 şubeyle ve elindeki nakit parayla 'krizmağduru' değil 'krizgalibi' olmuş. 2001 krizi ise bambaşka bir sonuç doğurmuş. Kriz derinleştikçe kredi kullanamayan reel sektöre krediler açmış. Özyeğin bizzat kendisi hiçbir bankanın kredi vermediği, o kadar paraya ihtiyacı olmadığı halde Finansbank'tan 40 milyon dolar kredi isteyen bir müşteriye inadına 60 milyon dolar kredi bile vermiş. Krizde Anadolu adım adım gezilmiş... Risk alınmış, korku dolu günler yaşanmış ama 6 yıl sonra Finansbank satılmış. Artık Özyeğin, yurtdışındaki bankalarının patronu. Türkiye'de edindiği ulusal bankacılık bilgisi dahil, bilgi ve becerisini farklı ülkelerde gösterecek. Hayret ediyorum. Bir türlü 'Ulusal bankacılık sisteminin altyapısını' kuramıyoruz. Gereksiz yere "yabancıların banka alımlarına sınırlama getirelim" diye tartışmasını yapıyoruz. Küresel bankacılık bu ülkenin politikacısı, bürokratı ve uslanmaz sermayedarı için inanın ki, 'terbiyesopası.' Ama ulusal sermaye de korkmamalı!!!