The Sofa...

Yer, SABAH gazetesinin Nişantaşı'ndaki eski binası... Dört yıl öncesine kadar haftanın altı günü, Rumeli Caddesi'ni arşınlayıp merdivenlerini çıktığım ve içinde iyi kötü günler geçirdiğim o bina. Hani, taşındığımızdan beri önünden geçerken içimin hep cız ettiği... Ve yıllar sonra yeniden o merdivenlerden çıktım, o kapıdan girdim. Ama bu kez bambaşka bir dünyaya açıldı o kapı... Gazeteciliğin nabzının attığı SABAH gazetesinin eski binası artık The Sofa Hotel. Restoranları ve mağazalarıyla şık Nişantaşı atmosferine cuk oturan bir HIP (Highly Individual Place) otel. Yani, creme de la creme denilen kitleye hizmet veriyor; restoranıyla, sanat galerisiyle ve kişiye özel hizmet anlayışıyla ayrıcalık yaratıyor. Evet, geçenlerde otelin satış müdürü Serra Arıkök ve ortaklardan Ali Güreli ile Tuus Restaurant'ta yemek yedik. Sonbahar rüzgarlarında üşüdüğüm ilk geceydi ama sohbet çok sıcak geçti. Onlar anlattıkça, otelin restoranından spa'sına her şeyi ile ne kadar iddialı olduğunu ve ilkleri ile ne kadar önemli olduğunu anladım. The Sofa, Ali Güreli'nin başkanlığında, sektörlerinde başarıya ulaşmış ortaklar tarafından kuruldu. Bunların arasında TURSAB eski başkanı ve Visitur Yönetim Kurulu Başkanı Talha Çamaş ile Makpa Şirketler Grubu Başkanı Ali Sözmen bulunuyor.

DÖRT ANA UNSUR
Otel kurulurken dört ana unsur göz önüne alınmış. Birincisi, misafirlerin konforu düşünülerek, genişlik ve rahatlık. Bu nedenle odalar, en küçüğü 40 metrekare olmak üzere 150 metrekareye kadar giden büyüklüklerde hazırlanmış. İkincisi, misafire hizmet veren alanlarda, kendi konularında başarıya ulaşmış iş ortakları ile çalışmak. Bu nedenle Müslüm Uzun önderliğinde Patika Kitabevi, Sahir Erozan önderliğinde Tuus, Taylan Kümeli önderliğinde Taylife, otel bünyesindeki yerini almış ve hem otelin misafirleri hem de dışarıdan gelecek misafirler, kaliteli hizmet ile buluşturulmuş. Üçüncüsü çağdaş sanatı desteklemek... Otelin tüm bölümlerinde ve hazırlanmakta olan ART8'de çağdaş sanatı destekleyen orijinal eserlerin sergilenmesi söz konusu. Dördüncü unsur ise kişiye özel servis... Dünyada yeni yeni uygulanan, kişiye özel hizmet verilen HIP otel kavramı Türkiye'de The Sofa'da uygulanıyor. Mimar Sinan Kafadar imzalı 82 deluxe ve suit oda, konukların yaşamını kolaylaştırmak amacıyla en yeni teknolojik olanaklar sağlanarak düzenlenmiş. Otelde bulunan Cafe Sofa, günün her saatinde misafirlerine neşeli ve huzurlu bir Nişantaşı keyfi sunuyor. Buranın mutfağının danışmanlığını da Bebek Lucca'nın sahibi Cem yapıyor. Hatta bu yüzden Lucca Nişantaşı, Sofa'nın içinde açılacak dedikoduları çıkmış. Gerçeğini söyleyeyim, Lucca, Sofa'nın içinde açılmayacak, Cem sadece danışmanlık veriyor. Lucca, Nişantaşı'nda hâlâ yer arıyor.

YENİ PROJE TEKEL BİRASI
The Sofa çatısı altında hizmet veren Tuus Restaurant&Bar, Sahir Erozan yönetiminde Akdeniz Mutfağı'nın damak tadını sağlıyor. Patika Kitabevi, kitapseverlere doğal, sakin, huzurlu bir ortam ve kitap keyfi sunuyor. Ender bulunan kitapların ve çağdaş yayınların kaynaştığı bir kitap ve kahve mekânı olarak hizmetine devam ediyor. Beslenme ve Sağlık Uzmanı Taylan Kümeli'nin idaresindeki Taylife Detoks& Wellness Center, otel misafirlerini stresten arındırıyor. Bu arada Ali Güreli, şimdiden İstanbul'da ikinci Sofa'yı açmayı planlıyor. Bunun için uzun süredir bir yerle ilgileniyor. Olursa, ikinci Çırağan Sarayı olabilir. Üsküdar'daki eski Tekel Binası ve arkasındaki Değirmen ile boş arazi. Çok büyük bir proje olan bu yer için pazarlıklar devam ediyormuş. Eğer proje olursa '2010'a ancak yetişir' diyor Güreli. Tel: 0212 368 18 18