|
 |
 |
 |
 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: MS yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|

Korelasyon...
İstatistiksel bir deyim olan korelasyon; iki dizi puan veya ölçüm arasındaki karşılıklı ilişki anlamına gelir... İki seride meydana gelen değişikliğin, birbirine paralel seyir göstermesidir. Bilimsel bir veri olarak kabul edilmemekle birlikte, istatiksel değerleme açısından ölçüm olarak kullanılmasında sakınca yoktur... Belki tamamen tesadüf... "Genelkurmay Başkanlarının görev değişimi" ile "genel seçim tarihleri" arasında son 20 yıldır korelasyon yaşanıyor... İlginç bir şekilde her genelkurmay başkanının görev değişiminden sonra Türkiye'de genel seçime gidiyor. Sıralamak gerekirse: 24 Temmuz 1987'de Org. Necip Torumtay Genelkurmay Başkanlığı görevine geldi, 29 Kasım 1987'de erken genel seçim oldu. Torumtay'ın Özal tarafından azlinin ardından, 6 Aralık 1990'da Genelkurmay Başkanlığına Org. Doğan Güreş atandı. On ay sonra, 20 Kasım 1991'de erken genel seçime gidildi; DYP-SHP koalisyonu kuruldu. 30 Ağustos 1994'te Genelkurmay Başkanlığı görevini Org. İsmail Hakkı Karadayı üstlendi; 24 Aralık 1995'te erken genel seçime gidildi, RP-DYP hükümeti kuruldu. Korelasyon durmadı... 30 Ağustos 1998'de Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu Genelkurmay Başkanı oldu; 18 Nisan 1999'da erken genel seçime kararı alındı; DSP-MHP-ANAP koalisyonu kuruldu. Görevini dün Org. Yaşar Büyükanıt'a devreden Org. Hilmi Özkök ise Genelkurmay Başkanlığı'nı 28 Ağustos 2002'de üstlendi. Üç ay sonra 3 Kasım 2002'de erken genel seçime gidildi ve AK Parti hükümeti kuruldu. Org. Yaşar Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanlığı'na gelmesiyle de korelasyon bozulmayacak; zamanında yapılması halinde dahi, gelecek yıl genel seçim olacak.
Zamanın ruhu Tarihsel akışa bakarken, CHP lideri Deniz Baykal aradı. Korelasyondan söz edince güldü, ardından, "Zamanında da bir ruhu vardı demekle yetindi. Sohbetimiz, hükümetin "prensipte" Lübnan'da oluşacak barış gücüne katılma kararıyla devam etti. Baykal, "Şartlar oluşmadan, gelen telkinlere göre karar alıyorlar" eleştirisiyle söze başladı. "Cumhurbaşkanı ile Meclis ve hükümet karşı karşıya gibi bir görüntü yarattılar" dedi.
Soframıza taşımayalım BM Genel Sekreteri Annan'ın Ankara ziyaretinde konuşma yapması için Meclis'in erken açılması görüşüne "yakışıksız olur" diye karşı çıktı. Uluslararası sorumluluk, bölgenin yeniden yapılanması sürecinde söz sahibi olmak için Lübnan'daki barış gücüne katılmalı yönündeki görüşlere saygı gösterdiğini vurguladı. "Ancak..." deyip ekledi: "Deniliyor ki, '300-500 askerin gitmesi terörle mücadeleye zaaf vermez'. Önemli olan bu değil, temel ilkelerdir. Türkiye, bölgesindeki mezhepsel ve etnik kimlik çatışmasının uzağında olmalı. Oradaki çatışmaları sofrasına taşımamalı. 70 milyonun tartıştığı bir mesele haline dönüştürülmemeli. Şeytanın aklına taş getirilmemeli..." Baykal, Lübnan üzerinde "vekaletli" bir savaşın sürdüğünün de altını çizdi. İran'ın nükleer programı ile ilgili gelişmelerin sonuçlanmadığını, İsrail'in nükleer denemede bulunmak için Almanya'dan 2 denizaltı getirdiğini anımsattı. Türkiye'nin bölgede çizdiği "ana caddeden ayrılmaması" gerektiğini vurguladı. Batılı birçok ülkenin ağır davrandığı, Mısır'ın geri durduğu bir ortamda, Türkiye'nin "istekli davranmasının" yanlış olacağını söyledi. İnsani yardım ekibi göndermekle kalınması gerektiğini belirtti. Bütün bu nedenlerden dolayı, hükümetin asker gönderme tezkeresini Meclis'e getirmesi halinde, CHP olarak ret yanıtı vereceklerini bir kez daha dile getirdi.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|