|
 |
 |
 |
 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: BP yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|

Niye Hamamatsu?
İstanbul'dan Tokyo'ya 11 saat 20 dakika uçuş.. Ardından hızlı tren ile 1,5 saatlik yolculuk.. Hamamatsu'dayız. Dünya Basketbol Şampiyonası'nda milli takımı desteklemeye geldik. Hamamatsu, Toyota ve Suzuki fabrikalarıyla tanınan bir şehir. Bir de kılıçbalığı ünlü. Hani şu unagi. Suşi sevmeyenlerin bile tek yiyebildiği pişmiş balık. Karşılaşmaların oynandığı salona doğru ilerlerken bir avuç Türk olarak müthiş heyecanlıyız. Zaten bizden başka heyecanlı kimse yok. Ortada ne bir hazırlık, ne bir kalabalık ne de basketbol şampiyonasının olduğuna dair bir hareket. FIBA nasıl oldu da burada Dünya Basketbol Şampiyonası'nın oynanmasına izin verdi merak ediyorum. Bütün tribünler boş. Boş olur tabii. Koskoca şehirde sadece 2 otel var ve sporcular o otelleri kapattığı için sizin yer bulmanız imkansız. Dolayısıyla saat 10'daki trenle mutlaka Tokyo'ya dönmeniz gerekiyor. Bazen maçların sonunu kaçırmak mümkün. İyi mi? Programlar maçların uzamama ihtimaline göre yapılmış. Şaka gibi. Japonların zaten boy itibariyle basketbol sporuyla pek ilgilenmediğini anlatıyor rehberimiz. "Geçen hafta liseler arası beyzbol turnuvası vardı, kalabalığı görecektiniz" diyor. Nasıl yani? İyi de o zaman niye bu şampiyona Hamamatsu'da? Salona girer girmez Türkler'in olduğu bölümü gördük. "Zaten her yer boş, biz de onlarla birlikte oturalım" deme yanlışında bulunduk. Olmazmış. Yani "Her yer boş ağabey, kay yana" durumu Japonya'da pek geçerli akçe değil. Kös kös salonun değişik köşelerine dağıldık. Ama ne yalan söyleyeyim, kurallar biz Türkler'e pek işlemedi. Maçın sonuna doğru oradan buradan kaynak olarak hep beraber oturmayı ve "En büyük Türkiye" diye tek ağızdan bağırmayı başarmıştık. Kimimizde Türk bayrakları, kimimizde formalar, davullar ama hepimizin başında takımın sponsoru Turkcell'in özel olarak hazırlattığı kırmızı beyaz antenli şapkalar. Gencecik bir takım vardı karşımızda. 12 Dev Adam efsanesini dev adamlar terk ettikten sonra bile devam ettiriyorlar. Başlarında tek bir dev kalmış. O da ne dev ama... İbrahim Kutluay... Rakiplerine tek başına meydan okuyor adeta. Takımın kaptanı, hamisi, ağabeyi, kısaca her şeyi. Bu arada Japon çoğunluğunun rakibi desteklemesi bende bir hayal kırıklığı yaratmadı desem yalan olur. Nerede kaldı Barış Manço sevgisi? Hani İlhan Mansız hayranlığı? Alındım doğrusu.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|