|
 |
 |
 |
 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
Fax: 0212 354 36 19 | SMS: EA yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|
 |  |
  |
|

Töre işkencesi mi?
Antalyalı sekreter Meryem Sak'ın başına gelenleri biliyorsunuz. Geceleri sokağa çıktığı, erkeklerle dolaştığı gerekçesiyle patronu Mustafa Kıvrık tarafından ellerinden ve boğazından yatağa bağlandı. 24 yaşındaki kıza bir ay boyunca işkence yapıldığı, tırnaklarının kerpetenle söküldüğü, ayak parmaklarının çekiçle kırıldığı anlaşıldı. Saçları da dibinden kesilmişti. Daha da korkuncu, Sak'ın annesi ve üniversitede okuyan erkek kardeşi durumu biliyor, en azından göz yumuyordu. Kıvrık'ın iki kızının polise başvurması sonucunda kurtarılıp hastaneye kaldırılan Meryem Sak şöyle diyor: "Sürekli, ' Senin içinde şeytan var. Günahkarsın. İçindeki şeytanı çıkaracağım' diyerek ayaklarımı ezdi. İşkence için değişik bahaneler uyduruyordu. Son olarak, ' Sana piyangodan büyük ikramiye çıktı, bilet nerede' diye sordu. Böyle bir şey olmadığını söyleyince ayak tırnaklarımı çekti." Bazı yayın organları, Meryem Sak'ın erkeklerle dolaşmasının, işkenceye ' gerekçe' (bahane) olarak sunulmasından hareketle, olayı bir ' töre işkencesi' olarak kamuoyuna duyurdu. Ancak görünen o ki olayın töreyle bir ilgisi yok. Törede ceza önceden bellidir. Aile meclisi toplanır ve geleneklere uygun bir ceza verilir. Eğer kişinin ağır bir suçu olduğu kabul edilirse, bir ' namus temizlikçisi' görevlendirilir. Yani, modern hukuk kurallarıyla ters düşse de, töre cezası rasyonel ve mantıklıdır. Antalya'daki olay ise ne törelere uyuyor, ne de geleneklere... Düpedüz vahşi bir sadizm var karşımızda. Hem de tüm aileyi sarmış bir delilik hali. Bunlar ' içindeki şeytanı çıkaracağım' diyerek şeytanlaşmış insanlar. 'Olay' ve 'haber' olmasının ötesinde, bir ' tıbbi vaka' var önümüzde. Başta psikologlar ve sosyal psikologlar olmak üzere bilimciler bu vakayı çeşitli açılardan incelemeli. Geçtiğimiz kış, ABD'li yazar Truman Capote'nin, korkunç bir cinayeti anlatan ' Soğukkanlılıkla' adlı yarı belgesel kitabından uyarlanan, o etkileyici filmi izlemiştik. Neden bizim de bir romancımız bu vakadan hareketle benzeri bir kitap yazmasın? Gerçekten dehşet verici, tüyler ürpertici bir olay bu çünkü...
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|