|
 |
 |
 |
 |
|
 |
 |
 |
 |
 |
SMS: GB yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder |
|  |
|
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
 |
|
|

Önce ciddiyet
Maçtan bir gün önce Zico'ya "4-0'lık avantajı değerlendirmek isteyen bir takım mı, yoksa anlayışınızı geliştirmek için kendine göre oynayan bir ekip mi göreceğiz?" diye sordum. Brezilyalı hoca iki hedefi de kovalayacaklarını ifade etti. Turu geçmek öncelikli amaçtı ama sonrasında düzenlerinin iyi uygulanması için çabalayacaklardı. İstanbul'da kalanların (Appiah, Anelka ve Tümer) yerine Semih, Mehmet Yozgatlı ve Uğur Boral, ilk 11'de idi. Homojen yapısını koruyan bir ekip olarak, Semih statik görünürken, Tuncay, Mehmet ve Alex'in sürekli yer değiştirmelerini izledik. Pozisyon bulmakta zorluk çekmiyorlar, rakipleriyle birlikte sahayı dolaşıp boşluklar yaratıyorlardı. Oyunun yorumundan ziyade oyuncuların farklılıklarını gözlemlemeye çalıştık. Kaptan Ümit, rakibin kazandığı serbest vuruş sırasında barajı yaptı, sonra arkasına dönüp herkesin adamını paylaştırdı. Zico'nun saha içindeki temsilcisi gibi hareket ediyordu. Anelka'nın sıkıntılı günleri, Alex'i takımın sorumluluğunu almaya itmiş anlaşılan. Sahada farklı olmaya, eski vurdum duymaz tavrından uzaklaşmaya çalışıyor. Yeteneğin, ciddiyet ile birleşmesi yaratıcı takımlar için çok önemli. Artık geçen senenin kaçan şampiyonluğu mu, yoksa 100. yılın rüzgarı mı bilemiyoruz, F.Bahçe rakibi önemsemeyi öğrenmiş. Hafta sonu lig maçında bunu daha iyi test edeceğiz. D.Kiev karşılaşması ise teknik direktörün sınavı olacak. Neden mi? Oturduğumuz yer, D.Kiev analizcisinin tam arkasıydı. Adam sayfalarca not tuttu. Zico'nun kardeşi ve yardımcısı Edu ise tribünde maçı izledi. Elbette her hocanın tarzı farklıdır. Bu yüzden taktiğin önemini, haftaya çarşamba göreceğiz. Zico'nun yeteneklerini de...
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|