  |
|
Kızınıza Duygu Asena kitabı aldınız mı?
Nasıl oldu, bizim pederi kim dürttü de oldu bilmiyorum ama on iki-on üç yaşlarındayken bir akşam babam elinde Duygu Asena kitaplarıyla çıkageldi. Hem de dört tane! Şaşkın şaşkın bakan ablamla bana "Alın kızlar" dedi; "Size Duygu Abla'nızın kitaplarını getirdim.." Babasının kızıyım ya, hemen aldım kitapları. Bakalım isimleri neymiş? İpek Ongun'un kitapları gibi miymiş? Yoksa şu annelerin "Şekerim bizim kız da okudu valla" diye birbirlerine hava attıkları 'Çocuk Kalbi'ne benzer miymiş? Ne! 'Kadının Adı Yok' mu? O da ne demek? 'Kahramanlar Hep Erkek' mi? Eh tabii Superman, He-Man, Spiderman, sonracığıma Rambo falan...
GÜÇ VERDİ, AKIL VERDİ Diğeri; 'Değişen Bir Şey Yok' veee 'Aslında Aşk Da Yok'. 'Aslında Aşk Da Yok'un kapağını açtım ve Duygu Asena'nın imzasıyla karşılaştım. Diyor ki; 'Çok büyük ve hiç bitmeyecek aşklar dilerim...' Başladım okumaya. Tüm kitapları bir bir, satır satır. Sonra uzun süre evin küçük feministi kesildim. Anneme, kahveye gelen annemin arkadaşlarına, kocası rakı sofrasından kalkmayan gündelikçi ablaya, önüme çıkan tüm kadınlara onun yazdıklarıyla cevap verdim. Tamam biraz kafa şişirmiş olabilirim ama idare ettiler işte. Güç verdi, akıl verdi, hayatta duruş verdi bana Duygu Asena. Arkadaşlarım Çırağan Sarayı'nın merdivenlerinden Yıldırım Mayruk imzalı gelinlikle inmeyi hayal ederken, ben önce yalnız başıma yaşamayı istedim. Ya da ne bileyim; kırmızı rujumdan rahatsız olup, eliyle silmeye kalkan 'Bay Kompleks'in yanında bir saniye daha geçirmedim. Kimsenin beni itip kakmasına, gururumu kırmasına, kadınlığımı aşağılamasına, kadınlığımdan faydalanmasına izin vermedim.
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM Çünkü Duygu Asena'yı sevmek ve anlamak bu demekti; Önce kendini sevmek! Kadın olmayı sevmek. Kendine değer vermek. Asla ezilmemek. "Hayır" diyebilmek. Kurallarını koyabilmek. Kuralları yıkabilmek. El alem ne der diye düşünmemek. Erkeğinin kölesi olmadan sevmeyi bilmek. Çok sevmek. Aşık olmak. Duygulu olmak. Eşit olmak. Çalışmak. Erkeğe yapışmamak. Değerinin kocasına göre ölçüldüğünü sanmamak. Yeri gelince kapıyı çekip çıkmak! Şimdi düşünüyorum da babam nasıl Duygu Asena kitaplarını bize getirmiş şaşıyorum. Belki kendisiyle arkadaş olduğundan, hoşluk yapmak istedi. Belki kızlarının Duygu Asena gibi ayakları üstünde durabilmesini istedi. Belki adamcağızın basireti bağlanıverdi. Bilemiyorum ama hem kızının gözlerinin açılmasına aracı olan babama, hem de hayata bakışımı değiştiren, beni ben yapan, içimde gurur duyduğum ne varsa ardında imzası olan Duygu Asena'ya çok ama çok teşekkür ederim. Nur içinde yat Duygu Abla.
|