SMS: AY yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder
En büyük destek Başbakan'ın 'fındığın arkasındayız' sözü olur
Ne oldu da fındık fiyatları ikinci dünya savaşından bile fazla düştü? Fındığın kilosu 1944'te 49 kuruştan 35 kuruşa düşerken yüzde 28 değer kaybetmişti. Oysa geçen ekim ayında 7 liradan açılan fındık sezonunda fiyatlar son olarak 2.1 liraya kadar indi. Yüzde 70'lik düşüş meydana geldi. Sonunda Ordu'da büyük çiftçi mitingi yapıldı. Fındık fiyatlarının düşmesinde birkaç faktör rol oynuyor. * Birincisi, sezona yüksek fiyat belirlenerek girilmesi. * İkincisi, Fiskobirlik'in elinde satın aldığı fındığın fiyatını ödeyecek parasının olmaması. * Üçüncüsü, bu yıl rekoltenin yüksek olması. * Son olarak da Başbakan'ın konuşmasıyla hükümetin fındıktan desteğini çektiğini açıklaması ve bunun yol açtığı fiyat düşüşü. Başbakan önce Giresun ardından Ordu'da fındık fiyatlarının aşırı düşüşünden yakınan çiftçilere dedi ki, "GidinsorununuzuFiskobirlik'leçözün". Sonra Fiskobirlik'e, "Banaparaiçingelmeyin,eğerkredibilsengitbankalardankredial" dedi. Başbakan'ın bu sözleri hükümetin Fiskobirlik, dolayısıyla fındığın arkasında olmadığının işaretiydi.
Rekolte-fiyatzıtlığı Zaten bu yılki rekoltenin yaklaşık yarı yarıya artmasından dolayı fiyatların gerilemesi bekleniyordu. Tıpkı geçmiş yıllarda olduğu gibi... Üstelik geçen yıl fındık fiyatları tarihi yüksek düzeyine çıkmıştı. Yukarıda Avrupa piyasasında 100 kilo iç fındığın ortalama fiyatı yer alıyor. 2005'te 948 dolarla tüm zamanların en yüksek fiyatına ulaşılmış. 1990 sonrasında ele aldığımız 17 yılın ortalama fiyatı ise 389 dolar. Yani ortalamanın iki katından da fazla bir düzeye gelmiş. Üç yıldan beri yükselmekte olan fındık fiyatları 2003 yılında yüzde 18, 2004 yılında yüzde 93 ve 2005 yılında yüzde 74 artış gösterdikten sonra bu yıl yüzde 25 düşmüş. Bu yılın ilk altı ayında ortalama 710 dolara inmiş. Geçen yılın haziranında bin 30 dolara çıkan fındık bu haziranda 505 dolara inmiş.
Çiftedarbe Yine yukarıda yıllık rekolte rakamları yer alıyor. Fiyatların üretimle paralelliği dikkat çekiyor. Son büyük rekolte yılı 2001. 705 bin tonluk üretim fındık fiyatını sonraki yıl yüzde 23 oranında düşürüyor. İşte o yıldan bu yana en yüksek rekolte 2006'da meydana geldi. Üstelik bu kez devletin desteği veya regülatör rolü yok. Bir anlamda fındık fiyatı çifte darbe ile aşağı itililiyor. İşte 2006'yı diğer yıllardan ayıran da bu. Bu nedenle zaten Başbakan'ın konuşmasına kadar fındık fiyatları gerilemiş. 7 liradan 3.5 liraya inmiş. Düşüşün devamı hükümetin desteğini çektiğini ilan etmesiyle gelmiş.
Fiyatnasıltoparlar? "Diken battığı yerden çıkar" derler. Fındık fiyatlarını bir yerde rekoltenin gelecek yıl düşmesi kısmen toparlar. Zaten fındık aynen zeytin gibi; bir yıl var, bir yıl yok. Ancak işi rekoltenin düşmesine bırakırsak fiyatlar iki darbenin etkisiyle iyice çökebilir. Bu nedenle Fiskobirlik'in yeniden disipline edilerek piyasaregülatörü rolünü etkili bir şekilde oynayacak yapıya kavuşturulması gerekir. Bu yapılanma içinde Fiskobirlik'in politize etkilerden arındırılması yanında lisanslı depoculuğa geçmesi, finansman olanağının genişletilmesi de yer almalı. Hükümet tıpkı diğer tarımsal ürünlerde olduğu gibi, fındık işinin içinde birlik aracılığıyla olabilir. Ama her şeyden önce de, hükümetin ve Başbakan'ın vereceği mesaj önemli. Başbakan'ın " hangişarttaolursaolsunfındığınarkasındayız" açıklamasını yapması, fındık fiyatlarının toparlanmasında en önemli etkiyi yapabilir. Türkiye fındık üretiminde dünya birincisi ama fiyatı Almanya'nın Hamburg kentinde belirleniyor. Bu da yarına...
Sonuç "Devirmekdüzeltmekten,yalanlamakispatetmektendahakolaydır"