|
 |
 |
 |
|
|

"İsrail'den fazla hakka sahibiz"
Türkiye, en son sınır ötesi operasyonu Eylül 2000'de Irak içinde gerçekleştirdi. Operasyonda Irak sınırı içindeki 37 terörist ele geçirildi. Kürt lider Mesut Barzani, adamlarının da gözaltına alındığı gerekçesiyle Türkiye'ye tepki gösterdi. Ankara'ya davet edilip yakalanan kişilerle ilgili bilgi önüne konulduğunda, Barzani geri adım attı. O tarihten sonra da Türkiye, Irak içindeki teröristlere dönük operasyon yapamadı. Buna, Irak operasyonu sonrası ABD'nin Türkiye'ye verdiği şu söz neden oldu: "PKK benim de terör listemde. Irak'ta gereğini ben yapacağım..." Son olarak Stratejik Ortaklık Belgesi'nde de bu hüküm yer almasına rağmen, ABD'den PKK'ya dönük bir yaptırım gelmedi.
"Hakkımız var" Terör örgütünün bir haftadır gerçekleştirdiği mayınlı, silahlı saldırı, sınır ötesi operasyonu yeniden gündeme taşıdı. Bunun ilk sinyali de önceki gün Başbakan Tayyip Erdoğan'dan geldi. İki gün üst üste toplanan Terörle Mücadele Yüksek Koordinasyon Kurulu'nda da konu masaya yatırıldı. Başbakan'a yakın bir kaynakla sohbet ederken, alınacak tedbirlerin neler olabileceğini sorduğumda, bir noktaya dikkat çekip, söze girdi: "ABD'li muhataplarımıza, 'PKK şu an Irak'ta mevcut; terör saldırısı düşman bir ülkeden gelse anlayışla karşılarız, ama dost bir ülkeden, Irak'tan gelmesini anlayamıyoruz' dedik..." İki hafta önce Washington'da dile getirdikleri bu sözleri, daha önce de söylediklerini bildirdi. Sitemli ses tonuyla, "Vaktinde uyarılarımız dikkate alınsaydı, bugüne gelmezdik" dedi. Türkiye ile İsrail'i karşılaştırıp konuşmasını sürdürdü: "Bugün İsrail, terörist saldırılara izin verdiği için Filistin ve Lübnan'a girdiğini söylüyor. Oysa, önce İsrail 7 kişilik Filistinli aileyi öldürdü. İsrailli asker daha sonra kaçırıldı..." Türkiye'nin ise böyle bir durumla karşı karşıya olmadığını belirtip ekledi: "Bugün bazı ülkeler Filistin ve Lübnan'a dönük eyleminde İsrail'i haklı görüyor. İsrail'in orada sahip olduğunu iddia ettiği hakka, Türkiye bugün Irak'ta fazlasıyla sahip..." Geçen hafta Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Bölgesel Kürt Hükümet Başkanı Mesut Barzani'nin "Türkiye'nin Bağdat yönetimiyle geçmişte yaptığı anlaşmaların geçersiz olduğunu" açıkladığını anımsattım. Yanıtı net oldu: "Türkiye, sınır ötesi operasyona ihtiyaç hissederse, bunu Barzani ve Talabani 'ye soracak değil. Onlar vaktinde yaptığımız uyarıları dikkate almak, gereğini yerine getirmek zorundaydı..."
BM Şartı 51. madde Görülüyor ki, bugüne kadar "müzakereler yoluyla çözüm arayışını" tercih eden Başbakan'ın yakın çevresinde de sinirler gergin. Hatta ok yaydan çıkmış. Nitekim, ABD ve Irak'ın Ankara büyükelçilerine, dün Dışişleri'ne çağrılarak iletilen iki nota da benzer içerik taşıyor: "Toplantılardan sonuç çıkmıyor, gereğini bir an önce siz yerine getirmezseniz, biz getiririz..." Türkiye'nin dayanağı BM Şartı'nın 7'nci bölümünde yer alan 51'inci maddedeki şu hüküm: "Bu Anayasa'daki hiçbir hüküm, bir üye ülkeyi silahlı bir saldırıya maruz kalması durumunda, kendisine tanınmış meşru müdafaa hakkını tek başına veya ortaklaşa olarak kullanmaktan alıkoyamaz..." Daha ilerisi BM Güvenlik Konseyi'nin, 11 Eylül sonrası Irak'a ilişkin iki kararı da, "Türkiye'nin sınır ötesi operasyonuna" olanak tanıyor. Ankara'nın bu konuda bugünden yarına dönük bir harekat planı var mı? Şu kadarını söyleyebiliriz; bugünden yarına yok, ama bıçak da kemiğe dayanmış durumda...
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|