Önceki akşam SaitHalimPaşaYalısı'nda, AlmanyaeskiBaşbakanıGerhardSchröder'i dinlerken, 'keşke şu anda Almanya'da başbakanlık koltuğunda o otursa' diye içimden geçirdim. Türkiye'nin önde gelen banka ve sanayi gruplarının patron ve yöneticileri ile üç ekonomi bakanının karşısında konuşan Schröder, gerçek bir Türkiye taraftarı olduğunu bir kez daha gösterdi. Schröder'e göre, Türkiye'nin üyeliği dört sebepten çok önemli: "İlki, Avrupalılar verdikleri tarihi sözü tutmak zorunda. İkincisi, Türkiye'nin üyeliği iki taraf içinde güvenliğin garanti altına alınması anlamına geliyor. Üçüncüsü, Türkiye ne kadar hızlı Avrupa'ya yönelirse, ekonomik potansiyel de o kadar büyük olacak. Dördüncüsü, Almanya Türkiye'yi üye olarak görmeyi çok istiyor." Akbank'ın davetiyle birkaç ay önce de bir konuşma yapan Schröder'in kısa bir zaman sonra tekrar İstanbul'a gelmesinin sebebi, dünyaca ünlü yatırım bankası Rothschild'ın Türkiye'de ofis açmasıydı. Emekli olduktan sonra Rothschild'ın danışmanları arasına katılan eski başbakanın konuşma yaptığı Rothschild davetine, DevletBakanıAliBabacanveMaliyeBakanıKemalUnakıtaneşleriyle,EnerjiBakanıHilmiGüler ise yalnız katıldı. Shröder'i dinleyenler arasında; İshakAlaton,HüsnüÖzyeğin,AclanAcar,HüsnüArkan,RonaYırcalı,AldoKaslowski,HakanAteş,AhmetÇalık,CüneytTürktan'ın da bulunduğu iş dünyasından bir grup da yer aldı. Başbakan'ın danışmanı CüneytZapsu'nun gece boyunca Schröder ile yakın teması dikkat çekerken Rothschild Ailesi'nden BaronEricDeRothschild'ın kürsüden Türkiye'ye kadeh kaldırmak istediği sırada neden bir kadeh şarabı eline almadığını düşünmedim değil. Ancak Ak Partili bakanlar hariç gece boyunca, konukların hem beyaz hem kırmızı Rothschild'ın Fransa'da ürettiği enfes şaraplarını içtiğini de belirtmeliyim. Yemek biterken, konukların büyük bir kısmı Sait Halim Paşa'dan ayrılıyordu. Schröder ve Rothschild'ın İtalya, Fransa ve İngiltere'den gelen danışmanları ise Boğaz'ın keyfini çıkarmak için, sahile yanaşan Süreyya Teknesi'ne doğru yöneliyordu. Schröder'in Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda yaptığı tutkulu konuşmaya dönmek istiyorum şimdi. Schröder'i dinlerken sadece Almanya'da değil Avrupa'da, Türkiye konusunda doğru tespitlerde bulunan konuşmalar yapan eski bir başbakanın dolaştığını bilmenin huzurunu duydum.