|
 |
 |
 |
|
|

Gül'ün yükselen profili
Üç kareyi alt alta koyalım. İlki, geçen hafta. Başbakan ve dışişleri bakanının yakın çalışma arkadaşı Ahmet Davutoğlu, Amerikalılar ve İsraillilerin ricası ve başbakanın emriyle, kaçırılan İsrail askerinin serbest bırakılması için Suriye'ye gidiyor. 90 dakika Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la konuşuyor. Toplantıda Esad, kendisinin kişisel sorumluluğu olmadığını, Hamas'ın Filistin'deki kanadı üzerindeki etkisinin sınırlı olduğunu söylüyor. Ama asıl sorun, Hamas'ın Suriye'de yaşayan lideri Halid Meşal. Amerikalılar ve İsrailler, kaçırma olayının sorumlusu olan Hamas'ın askeri kanadının Meşal tarafından yönlendirildiğini biliyor. Davutoğlu, Beşar Esad'a durumu anlatıp bunun kendisi için bir fırsat olduğunu, bu kriz başarıyla aşılırsa, Türkiye'nin kendisine Amerika'yla diyalog kapısını açabileceğini ima ediyor. Beşar, temkinli konuşuyor. Ama mesajı alıyor. İkinci kare Washington. Bu hafta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD'li muadili Condoleezza Rice'la konuşurken bir ara içeri Ahmet Davutoğlu alınıyor. Davutoğlu, Rice'ın önünde Beşar'la görüşmesinin detaylarını ve Suriye liderinin verdiği yanıtı aktarıyor. Amerikalılar Esad'ın gücü konusunda kuşkulu; ancak açık kapı bırakmaya da niyetli gözüküyor. Davutoğlu Suriye dönüşü aynı bilgileri İsraillilerle paylaştığını da söylüyor. Washington'dan ayrıldıktan sonra Gül, Condoleezza Rice'dan gelen mesajları iletmek için İran'a gidiyor. Davutoğlu ise hem İran hem de kaçırılan İsrail askeri konusunda aracılık çalışmalarına devam etmeye hazırlanıyor. Üçüncü kare ise tarihten. Geçen yaz, Başbakan Erdoğan, biraz zorla alınan bir Washington davetinde Beyaz Saray'da George Bush'a Suriye konusunu açıyor. Amerikalılar, Lübnan Devlet Başkanı Hariri'yi öldürttüğü için Suriye'ye kızgın; Türkiye ise "Tamam sistem kötü ama Beşar iyi çocuk; elinden tutalım" deyip duruyor. Erdoğan konuyu açınca, George Bush diplomatik teamül açısından son derece sert (ancak gülümseyerek aktarılan) ifadelerle, "Bakın söyleyin arkadaşınız Esad'a bu yolla varabileceği bir yer yok. Biz benzer şeyleri Suriye'den çok duyduk. Gerçek şu ki Beşar iyi çocuk olabilir ama zayıf bir lider ve kendi sistemi üzerindeki etkisi sınırlı" diyerek konuyu kapatıyor. (Hâlâ Bush'un sözlerinin sert olmadığını iddia edenler, o günkü tutanakları istetik tekrar okuyabilirler.) Bundan sonra Ankara, Beşar Esad'ın Antalya tatilini iptal ediyor; Suriye'nin hamisi gibi davranmak yerine araya mesafe koyuyor. Ancak aradan geçen bir yılda çok şey değişiyor. Yukarıdaki 3 kareyi alt alta koyduğumuzda, AK Parti hükümetinin yeniden Washington için "faydalı müttefik" konumuna geldiğini görmemek imkansız. Bazı gerçekler... *ABD ile diyalog yolunu yeniden açan Abdullah Gül'ün Condoleezza Rice'la kurduğu ilişki oldu. *Rice, "Türkiye Avrupa'nın hasta adamı" ve "AKP'nin ömrünü uzatmayalım" diyen şahinler ve neo-conlar cephesinin sesini kesip daha pragmatik bir politika ortaya koydu. *Bu yüzden de Ankara'da bir yıl önce Amerikalılar tarafından reddedilen "Beşar iyi çocuk, elinden tutalım" politikasını yeniden deneme imkanı verildi. Aynı şekilde İran'da da Türkiye'nin "Bir de biz deneyelim İranlıları ikna etmeyi" tezi, Washington'da kabul görmüş durumda. *Birkaç ay öncesine kadar Hamas ziyareti ve üçüncü Dünyacı görüşlerinden dolayı Washington'da alay konusu olan Davutoğlu'nun yıldızı, yeniden yükseliyor. *İran ve Suriye'yle arabuluculuk çabaları başarılı olursa, AKP Amerika'da yeniden "yükselen değer" haline gelir. Seçim ve Çankaya süreçlerinde önemli bir durum...
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|