  |
|
Abartmak ve kabartmak üzerine
Reklamlar, hayatımızın vazgeçilmez unsurları arasına girdi. Dizi, film ya da eğlence programı izlemek için ekran başına geçtiğinizde vaktinizin önemli bir bölümünü de reklam izlemeye ayırmak zorunda kalıyorsunuz. Bu durumda Yakından Kumanda'nın reklam eleştirileri de sayfamızda giderek yoğunluk kazanıyor. Son günlerde en fazla tartışılan, İstiklal Marşı'nın fon müziği olarak kullanıldığı Petrol Ofisi reklamı... Bu konudaki görüşümü daha önce çalıştığım gazetede uzun uzun dile getirmiştim. Demiştim ki; "Adam evde pijamasını giymiş, kanepeye uzanmış, poposunu kaşırken birden karşısında İstiklal Marşı'nı buluyor. Bence bu durum hiç de şık olmuyor." Görüşümde ısrarlıyım. Bu arada prezervatif markası Okey'in yeni reklamı da tartışma yaratacağa benziyor. Zira prezervatif paketleri iki takıma ayrılıp, maç yapıyor. Takımlardan biri Güney Kore, diğeri Türkiye... Üzerlerinde ülke bayraklarının renkleri var. Hakan Şükür'ün 52. saniyede attığı gol canlandırılıyor. Slogan ise 'Unutulmaz Pozisyonlar' şeklinde... Alın size bir polemik konusu daha. Buyurun, buradan yakın! Kafamı kurcalayan bir başka reklam ise Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın rol aldığı İsthanbul Evleri adlı inşaat projesinin tanıtım filmi. Adı Deprem Dede'ye çıkmış, konusuyla ilgili söylediği her şey emir gibi kabul edilen bu kadar etkin bir şahsiyetin, bir ticari kuruluşun emrinde reklam sembolü olarak kullanılması bana etik açıdan pek doğru gelmiyor. Ayrıca haksız rekabete yol açıyor ve Deprem Dede'nin bundan sonra uyarı amacıyla yapacağı konuşmalardaki inandırıcılığı da törpülüyor. Bu arada lezzet ve keyfin bazı insani değerleri geri plana ittiği reklamlara da şahit oluyorum. Örneğin Maret Sucuk reklamında ailenin reisi, uykudan bitap düşen çocuklarına aldırmadan mangal keyfi yapmaya devam ediyor. Cipso reklamındaki çiftin arasına patates cipsi, kara kedi gibi giriyor. Delikanlı, cips paketine uzanmak isteyen kızı güverteden atıyor. Evet, reklam abartma sanatıdır. Ama kutsal değerlerin harcına kabartma tozu katmadan...
|