|
 |
 |
 |
|
|
Talihsiz çapraz
Türkiye'de çok büyük bir kitle kendine uygun, oy verecek parti bulamıyor. Türkiye'nin dünyalaşması için köklü adımlar atan AK Parti Şemdinli'nin üzerine gitmeyerek iktidarını yitirdi. Ayrıca Merkez Bankası Başkanlığı ataması sırasında iyice koyulaştırdığı davranışı ile "kendine benzemeyenleri" kapsayacak ve yönetecek bir gelişmişlikten yoksun olduğunu herkesin gözüne soktu. CHP ise tüm gelişmeye, dönüşmeye, derinleşmeye kepenk kapamış tutucu bürokrasinin emekli partisi.
Büyük kitleler siyasal partilerde neden aradıklarını bulamıyor? Çünkü siyasette tam anlamıyla talihsiz bir çaprazın içine düştük. Bizim siyasal partiler ya CHP gibi tüketimde "modernliği" destekliyor ama üretimde "köylülüğü" savunuyor ya da AK Parti gibi köylülüğü dönüştürme sürecini başlatmış olmasına rağmen "köylü" zihniyete ve onun davranış kalıplarına sahip çıkıyor. CHP'nin bu çelişkili tutumu, en açık biçimde geçen hafta Ziraat Odaları Birliği'nde Deniz Baykal'ın yaptığı konuşmayla ortaya kondu. Modern bir yaşamı savunan kentli kesimlerin temsilcisi gözüken CHP'nin artık neredeyse "tarih dışı" kalan köylü bir üretim biçiminin değişimine karşı çıkmasını eleştirirken "Gerçek bir sosyal demokrat parti bu gelişime sahip çıkar ve bu sürecin daha sancısız olmasını sağlayacak olan çözümleri üretirdi" demiştim. Çünkü Türkiye'nin modernleşmesi ve dünyalılaşması ancak köylülüğü dönüştürmesi, yeni bir üretim ve yaşam biçimi oluşturmasıyla mümkün olacaktı. Bu süreçte yaşanan acıları azaltmak içinse akılcı çözümlere ve projelere ihtiyaç vardı. Ama CHP, "modernliği" yalnızca laiklik çizgisine sıkıştırarak onun dışındaki sorunların hepsine gözünü kapıyor, daha da kötüsü bu sorunların aynen sürmesini savunuyordu. "Modern" partimiz "geriliğin" temelini oluşturan köylülüğü ve bu üretim biçimini sürdürmek için siyasi kavgaya giriyordu.
AK Parti ise, Türkiye tarihinde köylülüğün ciddi bir değişim sürecine girmesini sağladı. AB istikametinde tavizsiz attığı adımlarla büyük bir toplumsal dönüşümün ateşini yaktı. Plansız programsız bir dönüşüm süreci yaşıyoruz ama çalışan nüfusun içinde köylü nüfusun payı süratle azalıyor. Bugün itibariyle yüzde 25'e inmiş durumda. Sanayileşmiş ülkelere oranla hala çok yüksek bir oran olsa da bize göre irtifa kaybettiği için umut verici. Gel gör ki, köylülüğü dönüştürme sürecini başlatan AK Parti, davranış, zihniyet, tavır açısından en köylü parti görünümünde. Kadrolaşması sırasındaki kriterleri "kentli olmama" üzerine bina edilmiş gibi. Rövanşist davranışları sanki köylü bir hınca dayanıyor. Dünyalılaşma sürecinde "modern" bir üretim biçiminin, evrensel hukukun Türkiye'de yerleşmesine önayak olan AK Parti, yaşam biçimi olarak köylülüğü toplumun kentli kesimlerine dayatan bir tavır sergiliyor. CHP'nin köylü üretim biçiminin değişimine sahip çıkacak, bu gelişmenin daha akılcı bir süreç izlemesine yardımcı olacak bir özü yok ama "modern bir yaşam biçiminin" temsilcisi. AK Parti Türkiye'yi dönüştüren, modern bir üretim sürecine gidişini hızlandıran reformlara imza attı. Köylülüğün ve esnaflığın değişim hızını artırdı. Ama kendi köylü olmaktan kurtulamıyor. En üst düzeydeki atamalarında bile referans noktası "dindarlık" kisvesi ardına saklanan bir köylülük. Sanki AK Parti için "dindarlık" ve "köylülük" eşanlamlı kavramlar. Her davranışıyla, "dindarlar kentli bir anlayışa ve estetiğe sahip olamaz" mesajı vermeye uğraşıyor. Bu "köy" kokulu modernizm haklı olarak kentli bir yaşam isteyen kesimleri ürkütüyor. Hatta bizzat "üretimdeki modernleşmeden" kuşkuya düşürüyor. Hem köylülüğü dönüştüren hem de kentliliğe hınç duymayan tutarlı bir zihniyete sahip parti yok. Ya modern bir yaşamı savunup köylü üretimden yana çıkıyorlar. Ya da modern bir üretimi destekleyip yaşamda köylü değerlerin savunucusu oluyorlar. Bir adımını "ileriye" koyan her parti diğer adımını mutlaka "geriye" koyuyor.
Büyük kitleler bugün bunalıyorsa,Türkiye'nin üretim sürecini bilinçli bir şekilde modernleştirecek ve bunu planlı programlı yaparken de modern davranış değerlerine sahip çıkacak ilkeli, tutarlı bir partiden yoksun olduğu için bunalıyor. Bu garip çaprazı aşıncaya kadar da bunalmaya devam edeceğiz.
|
|
 |
|
|
|
|
|
 |
|