  |
|
Başbakan Erdoğan sözünü tutmalı
Hasankeyf, Anadolu tarihinin bizlere emanet ettiği, bıraktığı en büyük kültürel miraslardan biri. Kimler tarafından ve ne zaman kurulduğu bilinmiyor. Ancak Hasankeyf, uygarlığın başlangıç noktalarından Mezopotamya bölgesi içinde yer alıyor. Dicle Nehri içinden akıp gidiyor. Tarımın temelleri burada atılmış. İçinde Roma'dan Asur'a uzanan medeniyetler zincirinin izlerini taşıyor. Adını yekpare taştan yapılmış kalesinden alıyor. "Hısn Keyfa" zamanla Hasankeyf olmuş. Bugün ulaştığımız uygarlık çizgisinin önemli yapı taşlarından biri olduğu kesin. Milattan önceki dönemine ait elimizde fazla bilgi yok. Ancak milattan hemen sonra Bizanslılar'la Sasaniler arasında sık sık el değiştirdiği biliniyor. Bizans egemenliği, Müslümanlar'ın Hasankeyf'i ele geçirdiği 7'nci yüzyıla kadar sürmüş. İkinci Halife Hz. Ömer döneminde, 638 yılında Müslümanlar'ın eline geçen Hasankeyf, sırasıyla Abbasiler, Hamdaniler, Mervaniler, Artuklar, Eyyubiler ve Osmanlılar'ın hakimiyetine girmiş. Altın çağını Eyyubiler döneminde yaşamış olan kent, tam bir açık hava müzesi niteliğinde. Avrupa'da herhangi bir müzeye gittiğinizde Anadolu'dan kaçırılan tarihi zenginlikleri görünce içinizi bir sıkıntı basar. Bugün Hasankeyf'e reva görülenlere bakınca, "iyi ki, kaçırmışlar. Yoksa bu eserler de yok olacakmış" demekten kendinizi alamazsınız. Çünkü, Başbakan Erdoğan verdiği sözden döndü ve Ilısu Barajı'nın yapımı kararı alındı. Tarihin bize bıraktığı bu dev miras, sular altına gömülme tehlikesiyle karşı karşıya. Oysa, Başbakan Erdoğan 21 Temmuz 2003'te Hasankeyf'i kurtarma sözü vermişti. Nedense, bu sözünü tutmadı. Oysa, 21 Temmuz'da, 'Devlet Su İşleri şu anda Hasankeyf'i kurtarma hazırlığında. Avusturya'da Ilısu Barajı'na talipli olan müteahhitlerle görüştüğümüzde projelerini Hasankeyf'i Ilısu'ya gömmemeleri şeklinde hazırlamalarını istedim. Barajla yöreye büyük bir zenginlik getirirken, Hasankeyf'i kurtaracağız' demişti. Bu sözler, bölgede büyük bir sevinçle karşılanmıştı. Ancak, aradan geçen zaman verilen sözlerin unutulmasına yol açtı. Şimdi Hasankeyf, Ilısu Barajı'nın suları altında gömülmeye mahkum edilmek isteniyor. Tarihin bize bıraktığı en büyük açık hava müzesini, birkaç kilovat fazla elektrik için yok etmeye hazırlanıyoruz. Oysa, Ilısu Barajı su kotunun 515 metreden 475 metreye düşürülmesi, Ilısu Barajı yerine aynı mıntıkada 3 ayrı baraj inşa edilmesi gibi basit önlemlerle bu tarihi kent, gelecek kuşaklara sapasağlam aktarılabilir. Umarız, Başbakan 2.5 sene önce verdiği sözün arkasında durur ve bu tarihi mirasın göz göre göre yok olmasına izin vermez.
|