İşte o gün...
8 kişiydiler. Atina, Roma ve Paris üzerinden Amman'a uçtular. 6'sı Fransız ve İtalyan pasaportu taşıyordu. 2'si Kanada... Kanadalı olanlar iki otomobil kiraladı. Biri mavi Toyota, biri yeşil Hyundai. O sabah, hedefin peşine takıldılar. Saat 10'du. Hedef, şoförünün yanında oturuyordu. Çünkü arka koltukta, ikisi kız, üç çocuğu vardı. Baba işine, çocuklar okula gidiyordu. Şoför arkadaki Toyota'dan şüphelendi. "Takip ediliyoruz" dedi. Hedef, cep telefonundan polisi aradı. O sırada Toyota, yanlarından geçti... Çocuklar, Toyota'nın direksiyonunda oturan Kanadalı'ya el salladı her çocuk gibi... Birkaç dakika sonra polis aradı. Toyota'nın Kanadalı bir turist tarafından kiralandığını söyledi. Hedef rahatladı. Saat 10.30 olmuştu... Hedefin otomobili, Wasfi Al-Tal caddesine döndü, bir binanın önünde durdu. Hedef indi, çocuklarını öptü. Binanın kapısından giriyordu ki... Kanadalı turist yaklaştı, "beyefendi" dedi... Hedef "ne var" gibilerinden bakarken, Kanadalı cebinden bir aerosol çıkardı, fıssss diye hedefin sol kulağına sıktı. Hedef şaşırdı, kulağını oğuştururken, yere yığıldı. Kanadalı kaçmaya başladı. İlerde park ettiği Toyota'ya geldi. Direksiyonda, diğer Kanadalı oturuyordu. Bastılar gaza... Ama hedefin şoförü olan biteni görmüştü. Hemen araç telefonundan bir numarayı aradı, "yolları kesin" diye bağırdı. Toyota'nın yolu kesildi ilerde... Yol kesen otomobillerden silahlı adamlar çıktı, Kanadalıları yere yatırdı. Ve polis geldi. Hedef hastaneye götürüldü apar topar. Kulağı çınlıyor, titriyor, nefes alamıyordu.
 Kimdi bu hedef? Bizim misafir Hamas lideri... Kanadalılar? Mossad ajanları.
 Sonra? Ürdün Kralı, önce ABD Dışişleri Bakanı'nı, sonra İsrail Başbakanı'nı aradı. "Benim ülkemde nasıl böyle bir işe kalkışırsın... Hemen panzehiri gönder" dedi. Kanada da, kendi pasaportu alet edildiği için, İsrail'deki büyükelçisini geri çekti. İsrail yakalanmıştı. Bir saat sonra İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait bir savaş uçağı Amman'a kondu. Panzehir, hedefe verildi. Hedef iyileşti.
Peki neydi o fıs fıs? Bilinmiyor. Ama şu biliniyor. Tel Aviv'e 20 kilometre uzaklıkta Biyolojik Araştırmalar Enstitüsü var. Burada KGB'nin ve Stasi'nin de kullandığı virüsler geliştiriliyor. Bitmedi... Güney Afrika'da Mandela'dan önce "sadece siyah ırkı öldüren bir virüs silahı için" çalışılıyordu. Mandela iktidara gelince, Güney Afrika'da çalışan iki bilim adamı İsrail'e yerleşmişti. Ve İsrail'in "sadece Arapların özgün genlerine zarar veren virüs üretmeye çalıştığı" iddia ediliyordu.
Bunları şunun için anlatıyorum. O hedef, 48 saattir Ankara'daydı. Hayırlısıyla sağ salim gönderdik, Devlet Konukevi'nin önünde kurban kessek yeridir.
|