 |  |
Satır araları
PKK'dan ayrılınca adı öldürülecekler listesinde ilk 5'e yazılan Kani Yılmaz ve Mardinli "Tori" aşiretinden Serdar Kaya'nın infazlarından sonra yapılan açıklamaların ayrıntılarında önemli bilgiler veriliyor. Özellikle Mesut Barzani'nin Güneydoğu'daki rolü üstüne...
"PKK yeni cinayet planları yapıyor. Halkımızı ve siyasi güçleri duyarlı olmaya çağırıyoruz." Faysal Dunlayıcı ya da örgütteki kod adıyla Kani Yılmaz, 10 Şubat'ta PKK'dan ayrılanların kurduğu ve üst düzey yöneticileri arasında yer aldığı Yurtsever Demokrat Parti'nin (PWD) internet sitesinde bu uyarıyı yaptı. Ertesi gün Süleymaniye'de aracına konulan bombanın uzaktan kumandayla patlatılmasıyla can verdi. Yol arkadaşı Serdar Kaya (Kod adı: Sabri Torin. Mardin aşiretlerinden Tori'nin üyesi) ile birlikte. Çifte infazı "PKK Özel Kuvvetleri" denilen "Ölüm timleri" gerçekleştirdi. Hayatının 27 yılını terör örgütünün hizmetine vermiş, 3 yıl önce ayrılmış Yılmaz, uyarısını aldığı sağlam bilgilere ve deneyimlerine dayandırıyordu . PKK, Öcalan'ın Türkiye'ye getirildiği 15 Şubat 1999'un her "Yıldönümü"nde "Hamle" kararı alıyordu. Yalnızca Öcalan'a odaklanmaya dayalı bu stratejide, PKK'nın "Tek muhatap" olma hesaplarını bozan muhaliflerin temizliğine de mutlaka yer veriliyordu. Yılmaz infazından birgün önce PKK yönetiminin Öcalan'ın derdest edilmesinin 7'inci yıldönümü için alınan kararları şöyle açıklıyordu: "Gerillada yeni hamle, serhildanda yoğunlaşma, ihanete etkili darbe." Bunları şöyle çevirebiliriz: "Silahlı çatışmaları artırmak, kitlesel eylemleri yaymak, PKK'dan ayrılanları hedef alan infazlarla muhalifleri ve alternatif oluşumları susturmak." Yılmaz ayrıca her 15 Şubat arefesinde bu tür infazlarla tabana "Tek söz sahibi benim" mesajları verilmek istendiğini de geçmişteki örneklerden biliyordu: Sipan Rojhilad, Kemale Sor, Hikmet Fidan ve daha niceleri.
Mesut Barzani'ye dikkat Peki neden bu kez Kani Yılmaz seçildi? Her şeyden önce üst düzey "Hain"lerin başında geldiği için. İkincisi, Havva Öcalan'ın İmralı ile Kandil Dağı arasında kuryelik yaptığını duyurduğu, son olarak geçen Eylül'de İmralı'dan götürdüğü mesajla Osman Öcalan'ın örgüte dönüşünü sağladığını açıkladığı için. Üçüncüsü, PKK/Kongra-Gel'in 2004 Mayıs'ındaki kongresinde savaş kararını Öcalan'ın avukatlarından Mahmut Şakar'ın bir İmralı ziyareti sonrası aldırdığını açıkladığı için. Dördüncüsü PKK kadrolarına kayıtsız-şartsız silah bırakmaları çağrısı yaptığı için. Çifte infaz sonrası ortalığa dökülen kirli çamaşırlardan bizim en çok dikkatimiz çekenler, Kuzey Irak'taki partiler ile PKK arasındaki gizli işbirliğini ifşa eden imalar oldu. Örneğin, artık tepe yönetiminde sadece Nizamettin Baş'ın kaldığı PWD militanlarının Kuzey Irak'taki Seyid Sadık kasabası yakınlarındaki bir kampta toplandığını öğrenmiş olduk. Aynı şekilde silahlı mücadeleyi bırakan PKK muhaliflerini Kuzey Irak'taki iki örgütün dışlamasını da. İşte PWD'den birkaç cümle: " Birçok Kürdistani kurum PWD mensuplarını salt PKK'dan kopmuş oldukları için soğuk karşılıyor, uzattığımız dostluk elini reddediyor." Ama kanımızca en çok Barzani'nin tutumuna ilişkin suçlamalar üstünde durmak gerekiyor: "Bölgede her türlü imkânı katillere yaratan çok yönlü Kürdistan Cumhurbaşkanı..." Barzani'ye Kürt çevrelerinden bugüne kadar duyduğumuz en ağır suçlama bu. Ve de bir tür suçüstü tespiti: Demokratik mücadele yanlısı PKK karşıtlarının ortadan kaldırılmasına yardım ederek, Güneydoğu'da iki seçenek bırakmayı amaçlıyor: Siyasi mücadelede KDP (yani kendi örgütü), silahlı mücadelede PKK! Dikkat! Barzani de sınır illerimizde PKK kadar ciddi bir tehlikeye dönüşüyor. Üstelik, PKK'dan daha sinsi planlarla.
|