  |
|
Hyundai gerçekten gelecek miydi?
Geçtiğimiz ayın en çok tartışılan konularının başında Kore şirketi Hyundai'nin Türkiye muhtemel fabrika yatırımı geliyordu. O günlerde kafama takılan bazı sorular vardı ancak konu sıcak olduğu için ele almayı tercih ettim. Yatırımın Çek Cumhuriyeti'nde yapılacağı açıklandığına göre artık daha detaylı konuşabiliriz. Hyundai, ülkemizde yatırım yaparsa 20 bine yakın kişiye iş sağlanacağı belirtiliyordu. Üretilen otomobillerin iracatı ile de ülkeye döviz giricekti. Bunların hepsi kimsenen hayır demeyeceği sonuçlar. Bunu gören başta Başbakan Erdoğan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ile Devlet Bakanı Ali Babacan seferber oldu. Koreliler önce yatırım için uygun arazi tahsisi istedi. Bu arazinin ihracat bağlantısı için liman koşulu öne sürüldü. Bakan Ali Coşkun, Kore'ye kadar gitti. 'Hyundai ülkemize gelsin, istediğiniz yerde arazi veririz' sözü verdi. Bakan Coşkun gerçekten sözünde durdu da. Alternatifler sıralandı. Koreliler alternatif arazileri gezdi, ancak beğenmedi. Yalova Belediye Başkanı Yalova'ya buyrun dedi. Liman da var. Beğenmediler. 'Teşvikli olmayan il isteriz, yoksa Çek Cumhuriyeti'ne gideriz' diye aba altında sopa da gösterdiler. Buna rağmen Hükümet tüm iyi niyetiyle alternatifleri arttırdı. Mesela Konya. Buna da 'olmaz' dediler. Hyundai, kendilerine özel statülü teşvik istiyor. Peki ona bu özel statülü teşvik tanınırsa, yarın aynısını diğer otomotiv şirketleri istemez mi? Arkasından başka sektörlerdeki firmalarının özel statülü taleplerine ne cevap verilecek? Hükümetin bu konudaki tavrı doğrudur. Kişiye ayrıcalıklı uygulama yanlıştır. Bana kalırsa Kore'lilerin kafasında Türkiye'ye gelmek zaten yoktu. Onlar başından beri Çek Cumhuriyeti'ne karar vermişlerdi. Sanki birileri Hyundai için yaygara kopararak, kafalarındaki formülü uygulamak için zemin hazırlıyor. Ancak bu yol doğru bir yol değildir. Tutmadı, tutması da mümkün değil.
|