  |
|
Marjinal mi trendsetter mı?
Billur Kalkavan'ı nasıl bilirsiniz? Marjinal, sosyetik, çapkın, oyuncu, sunucu, vs... Marjinal hariç hepsi doğru... Tanınmış bir aileden geliyor ama kendini bildi bileli de çalışıyor. Sekreterlikten asistanlığa, fotomodellikten oyunculuğa ve sunuculuğa kadar birçok işte gördük kendisini. Halen elmax'ta hafta içi her gün yayınlanan 'Billurca' adlı programı hazırlayıp sunuyor. Kanal D'de gösterilen 'Ihlamurlar Altında' adlı dizide oğlunun evliliğine karşı çıkan anne rolünde izliyoruz. Setten eve, evden stüdyoya koşuyor anlayacağınız. Sanıldığı gibi gece kulüplerinde, barlarda sabahlamıyor. Evini seven bir kadın... Evinde arkadaşlarıyla, dostlarıyla, kedileriyle ve sevgilisiyle birlikte olmayı tercih ediyor. Uzun süredir yalnız. Bir sevgilisi yok daha doğrusu. Var da yok! Aşk acısı çekiyor da diyebiliriz. Her neyse, biz gelelim şu doğru olmayan marjinallik meselesine... Niye marjinal diyoruz, yıllar öncesinde koluna dövme yaptırdığı için mi? Şimdi herkes dövmeli, tatulu! Kendinden büyüklerle değil, genç erkeklerle flört ettiği için mi? Günümüz kadınlarının tercihi bu değil mi? Dolayısıyla trendsetter diyebiliriz Billur'a. Öncü kadınlardan. Çünkü o aklına geleni söylemekten çekinmiyor. Tepkileri umursamıyor. Çünkü o kendisi için son derece önemli olan birinin onayını almış zamanında. Çok sevdiği, değer verdiği babası tarafından onaylandığı için, başkalarının değerlendirmesi onu çok fazla etkilemiyor. İnandığı ve bildiği gibi yaşıyor. Dürüst davranıyor. Aşka inanıyor ancak aşkın bir süresi olduğuna da inanıyor. Bir süre sonra biteceğini düşündüğünden ve bittiğini gördüğünden -bu süre Billur için 4 yıl- evliliğe inanmıyor. Kimseye ömür boyu birlikte olacağız sözü vermek istemiyor. Kimsenin sorumluluğunu almaya yanaşmıyor. Aşıkken, aşkın tadına vararak, dolu dolu yaşamayı seviyor. Sevdiğiyle her şeyi paylaşmak istiyor. Örneğin sevgilisi başka birini beğenirse bilmek istiyor. Acı çekecek de olsa bilmek istiyor. Arkasından dolap çevrilmesinden hoşlanmıyor. "Bana hissettirmeden ne yaparsa yapsın!" diye düşünenlerden değil. Nitekim büyük aşklarından birisi, bir gün gelip başka bir kızdan hoşlandığını söylemiş. Çok üzülmüş, çok acı çekmiş ama "N'ayır, n'olamaz!" triplerine girmemiş, "Peki" demiş sadece... On beş gün görüşmemişler. On beş gün acılar içinde kıvranmış. Derken sevgili gelip, "Ben sensiz yaşayamam, o kızla da görüşmek istemiyorum" demiş. Dünyalar Billur'un olmuş... Farklı biri Billur anlayacağınız. Adı gibi billur... Duru ve temiz. Artık biliyorsunuz, sohbetin geri kalanı yarın elmax'ta...
|