Paranın şımarıklığı!
FIFA Başkanı Sepp Blatter'in kendini dünya futbolunun Saddam'ı yerine koyup, Türkiye'ye yaptığı yargısız infaza gösterdiğimiz refleksin ne kadar haklı olduğu, yine hayat tarafından ispatlandı. Blatter, ön yargılı tavrının hemen ardından televizyonlara çıktı ve resmen özür diledi. Mealen şöyle dedi: "İlk konuşmamda çocukluk yaptım, duygusal davrandım. Sonra biraz düşününce yanlış yaptığımı anladım. İsviçreli gibi hissetmenin heyecanıyla bir hata yaptım!"
O tavır çok çirkin ve şımarık bir tavırdı, biz de o yüzden Blatter'in üzerine yüklendik. Yoksa biz bilmez miyiz, kendimizin zaman zaman ne kadar "aşırı asabi, kavgacı ve öfkeli" davrandığımızı... Biz bilmez miyiz, bizim yerli futbol baronlarının, milyonlarca insanımızın masum futbol merakını nasıl kötüye kullandıklarını... Her milli maçı, bir "Kuvvay-ı milliye mücadelesi" havasına sokarak, bunun rantını götürmeye çalışanları... Her ulusal atmosferi bahane ederek, futbol sektörüne şoven çetelerin ve rant gruplarının sızmasına göz yumanları, bilmez miyiz? Biliriz ama... Bu durum, İsviçreliler'in çirkin yüzünü göstermeye ve Blatter'in yargısız infazına sessiz kalmamızı gerektiremezdi. Kaldı ki Sepp Blatter, tepkiler üzerine hemen özeleştiri yapmış olsa da, Türkiye'ye ağır cezalar verilmesinin kapısını aralayarak yapacağını yapmıştı.
Evet, bizimkiler futbol diplomasisinden nasipsizdiler ve tahriklere feci biçimde kapılarak Türkiye'ye zarar verdiler. Peki, İsviçre'nin şımarıklığının da bir sebebi olmalı, öyle değil mi? Bence, İsviçreliler'in genel davranışının altında, bir tahrik planını ustaca uygulamaktan öte bir şeyler vardı. Ben buna, müreffeh bir toplumla yaşamanın ve bol para sahibi olmanın şımarıklığı diyorum. Anlatayım:
Onların medyası bizimle; Türkiye yoğurdun mucididir! Göbek dansları da şahanedir! Hayattaki en büyük başarıları budur, diye dalga geçti. O zaman ben de İsviçre ile biraz dalga geçeyim izin verirseniz. Bu İsviçreliler var ya, son 150-200 yıldır, dünyada ne kadar kanlı para, diktatör parası, kara para varsa, işte o paraların üzerinde oturmaktadır. Bu paraların önemli kısmı, dünya halklarından çalınan, dünyanın ezilen ülkelerinin yeraltı ve yer üstü zenginliklerinin yağmalanmasından gelen paralardır. İsviçre demokrasisi, para baronları ile bir grup büyük bankacının demokrasisidir. İsviçre, dünyanın kara kutusudur! Evrensel şeffaflaşmanın en büyük engelidir İsviçre! Bu ülkede, Meclis'e girmenin temel şartlarından biri de, paranın başında oturmak, binbir bankacılık dümeniyle para gizlemek ve kaydırmak gibi maharetlere dayanır.
İsviçre'nin zenginliği ve refahı, dünyanın "kirli parası" üzerinde yükselmektedir. Tamam biz, kendi kendimize kazık atmadan, durup dururken hıyarlık yapmadan edemeyiz, kabul... Ama İsviçreliler de, yarattıkları kirli saadetin "ruhsal ezikliği" yüzünden hem çirkefleşmekte hem de şımarıklık yapmaktadırlar. Dünya kupası onlara hayırlı olsun... Ama şampiyon bile olsalar sicillerindeki bu ulusal sabıkadan kurtulamazlar. Ne dersiniz sayın Blatter!..
|