'Sosyal içerikli' haber hastalığı
Okullar açıldı ya, sevgili medyamız, hadiseye öyle bir yumuldu ki, neredeyse okullar kapanacak haberler hâlâ tam gaz... Hele televizyonlarda saatlerce süren klişe geyikler öyle bir hızla sürüyor ki, zaplayarak da kurtulamazsınız. Kalıplar da 40 senelik. Türkiye ders başı yaptı! Zil çaldı! Şimdi okullu olduk! Olaya bu kadar iştahla yumulmakta pek haksız da sayılmaz meslektaşlar, Hollanda'nın nüfusu kadar öğrenci işbaşı yaptı, annebabaları da eklediniz mi, ortaya 35 milyonluk bir nüfus çıkıyor ki, neresinden tutarsan tut hadisedir yani...
Benim itirazım, bilmem şu kadar okul bitirilemedi, şu kadar da dersliğe ihtiyaç var haberlerine... Bu memleketin "derslik" ihtiyacı hiç bitmez arkadaşlar. Elimizdeki bütün demir, çelik ve çimentoyu okullara ayırsak, anne ve babaların çocuk üretme hevesiyle baş edemeyiz. En genç muhabirden, karta kaçmış editöre kadar hepimiz tekmil " sosyal içerikli haber " hastası olduğumuzdan mıdır nedir, her yıl aynı terane: Kamerayı dayıyorlar, varoşlarda sakal tıraşı olmamış bir vatandaşın burnuna, soruyorlar: "Beyfendi, okul kıyafetleri sizce de çok pahalı değil mi?" "He vallahi çok pahalıdır! " "Kaç çocuğunuz var?" "8 tanedir!" Kıyafetleri bedava dağıtsalar, her sabah çocukları giydirip okula yetiştirmek için iki uşak tutmak gerekir. Bazı yörelerden gelen haberlere göre de, inşaatına başlanan yeni okullar bitmemişmiş, zavallı öğrenciler evlerine dönmek zorunda kalmışlarmış... Arkadaşlar, klasik öğrenci, okula gidemedi diye hiç üzülmez. Öğrenci dediğin, okula başladığı ilk günden itibaren okulların ne zaman kapanacağını düşünmeye başlar. Domuzdan kıl koparsan kârdır misali, öğrenci bir gün okula gitmese, onu kazanç sayar. Dünyanın en iyi okulu, tatildeki okuldur!
Allah'a şükür, benim oğlum üniversiteyi de başarıyla bitirip hayata atıldı da artık bizim evdeki okula başlama sendromları yaşanmıyor. Ben de az psikopat değildim zamanında. Oğlum lise sona geçtiğinde okulların açıldığı gün kısa kollu bir gömlek giymişti de, tarihe geçecek bir fetva yumurtlayıvermiştim: Evladım, ceketsiz kravatsız okula gidilir mi, şeklinde... Yaz günü çocuklar, ceket kravat giyip ter içinde kalacaklar ki bir şeye benzesin! Zihniyete bakın.
Halbuki oğlum, 7 yaşında daha ilkokula başladığı gün, "kafa olarak" olayı çözmüştü. Anlatayım da gülün: İlk gün, okula götürdük oğlumuzu annesiyle beraber... Çocuğumuz okullu oluyordu, günlerdir öyle hazırlanmıştık ki sanırsınız üçümüz birden okula başlıyoruz. Akşam sorduk oğlumuza: "Okulu nasıl buldun, sevdin mi, beğendin mi? " Hiç unutmam oğlumun cevabını: "Valla baba" demişti, "Polis korkusu olmasa hiçbir çocuk okula gitmez!"
Çocuklar düşe kalka büyür. Omuzlarına yıktığımız sorumluluklar altında fazla bile eziliyorlar. Birçok ebeveyn, kendi başarısızlıklarının hıncını, kendi komplekslerinin bedelini çocuğundan çıkarmaya çalışıyor. Halbuki çocuklarımızın okullardaki baskıcı sistemlere ve didaktik öğretmen sendromlarına katlanması bile büyük başarı. Tamam, okulları haber yapalım da, ne olur bu kadar sosyal içerikli olmasın.
|