Haybeye maganda değil!
Adı çıkmış "maganda"ya, ama öyle demem. Birincisi; "maganda" birçok masum hayatın aktörünün kılığına, tipine, şivesine de münasip görülen "ötekini aşağılama" olduğu için. Daha önemlisi... O şimdi katil. Kasıt yoksa bile, sonuç o. O, düğünleri cenazeye çeviren, kah bir ilkokul öğrencisini, kah bir üniversite mezun adayını, kah balkondaki yaşlıyı, sokaktaki teyzeyi vuran "kasıtsız katil". Maç sevincini de, düğün şölenini de kursakta bırakan... Delikanlı delikanlı havaya sıkarken, ki havayı bile tutturamadan, sıçan gibi sıvışan kasıtsız katil.
O adamı tanımaya çalışırsanız, ülkenizi de biraz anlayacaksınız. Bir kere, "o adam"ın asla bir kadın olmamasında sebep arayacaksınız. Bir kadının, nispeten az kadının genellikle namus, intikam, dayak, kıskançlık gibi cinayet sebepleri bulunurken, belinde ve elinde silahla asla gösteri yapmamasında bir keramet bulacaksınız. Erkeklik gösterisi namına, silah taşımanın, silah sıkmanın, her yiğidin gönlünde bir "Kurtlar Vadisi" yatışının, bu kurtlaşmanın, bu vadiye yayılışın, bu pişman olmayışın, bu ibret almayışın tüm dürtülerini deşeceksiniz. Merak edeceksiniz mesela; bu adam, o adam, şu adam, havaya boşaltan arkadaşlar, evinde mutlu mudur, işinde kurtlu mudur, kime oy verir, kimden hayır bekler, bayramlarda nasıl el öper, Türkiye adına nasıl umutları, düşmanlarımıza ne gibi öfkesi, bu ülkenin birliği, bütünlüğüne ne yoğun bir hassasiyeti vardır. Babasından gördüğü sevgiyi ve yediği dayağı, karısını öpüşünü ve dövüşünü, çocuğunu sevişini ve küfredişini, ama ille de ne kadar milliyetçi, ne kadar vatansever, ne kadar bayrağına saygılı, örfüne adetine ne denli sevdalı olduğunu bileceksiniz. O adamı tanırsanız, çok şeyi de kavrarsınız. O sizin ipucunuzdur. İpinizin ucudur. Bir ucunda o, elinde silahıyla patlayıp dururken, bir ucunda da mutlaka kendinizi bulacaksınız. Aynı dizileri, aynı kavgaları, aynı starları, aynı skandalleri, aynı melodileri, aynı magazinleri sevişinizdeki, benzer kahkahaları atıp benzer öfkelerle çılgına dönüşünüzdeki sırrı bulacaksınız. Siz asla silah patlatmamışken bile, o kana kana paylaştığınız gündelik yüzeysellikler içinden, size, bize benzeyen birinin bu yatkınlığının boşuna olmadığını kavrayacaksınız. Meselenin sadece ahmedin memedin, muhtemelen sizin de yakıştırdığınız ferdi "magandalığı"nda değil... Hep birlikte solumaktan hoşlandığınız, ne diyeyim belki hoşlanmasak da kabullendiğimiz, açıkçası başka türlüsü için zahmet etmediğiniz ve maalesef imkansızı bir yana, imkanlısının da parasıyla, puluyla, zevkiyle, sefasıyla kabarttığı kolektif süflilikte bulunduğunu belki düşüneceksiniz.
Belki şöyle düşüneceksiniz: O adamı "maganda" diye lanetleyenler... Bana nasıl bir siyaset, nasıl bir sanat, nasıl bir güfte, nasıl bir beste, nasıl bir sinema sunuyorlar... Nasıl diziler diziyor, nasıl haberler düzüyor, nasıl yazılar yazıyorlar diye, belki bir düşüneceksiniz. İçimizden çok azı havaya kurşun sıkıyor belki ve rasgele vurup öldürüyor... Lakin, bir bakın, hep birlikte nasıl doldurup doldurup da şarjörü, sürüyoruz mermiyi namlunun ağzına ağzına. O şahsen tam "maganda" ise sizin deyişinizle; sevdiğimiz, tercih ettiğimiz nicesi zaten az çok "maganda". Ama ben öyle demem!
|