Heykeldeki "yaprağın" hikâyesi
Malatya'da iki heykel var. Biri Atatürk heykeli. Hürriyet Parkı (eski İnönü parkı) ile Orduevi'nin bulunduğu yerde. Diğeri İsmet İnönü'nün heykeli. Belediyenin önünde. İnönü'nün heykelinin kaidesinde şunlar yazılı: " Adın temiz, hatıran aziz kalacak. "
Atatürk heykelinde bir de " genç " var. Gencin elinde bayrak. Atatürk, elini gencin omzuna koymuş. Bu heykelde genç " çıplak. " Ancak " önü " yaprakla kapatılmış.
İlk yapıldığında heykeldeki gencin önü " açıktaymış. " Yaşlı Malatyalılar anlattılar. Malatyalı kadınlar, meydandan geçerken heykele bakıp, şöyle derlermiş: - Uy anaaa. Bu da ne böyle?.. Ayıp ayıp... Edep yeri görünüyo... Anaaa... Giyecek don mu bulamamış?.. Vay başımıza gelenler. Yine yaşlı Malatyalılar anlattılar: - Heykeldeki gencin önü daha sonra hükümet kararıyla yaprakla örtüldü.
Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Malatyalı. " Yaşı, başı " eski dönemi bilmeye müsait. Malatya'dan onu aradık. " İki heykel " diye söze başladık. Recai bey sözümüzü kesti: - Siz çok geziyorsunuz... Bizim partinin durumu nasıl görünüyor?.. Halk, hükümet için ne diyor?.. Diğer partilerde neler oluyor?
- Recai bey iki heykel. - İkisi de Malatya Valisi Ahmet Kınık tarafından dikildi... Ahmet Kınık kim, biliyor musun? - Kim? - Prof. Dr. Uğur Alacakaptan'ın kayınpederi... CHP döneminde (1950'den önce) valiydi... Daha sonra Demokrat Parti'den milletvekili oldu... 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra da Yassıada'da yargılandı.
- Sayın Kutan, heykelin hikayesi? - Atatürk heykelindeki genç, çıplak... Önü ise açıktı... Bir gece ne oldu, biliyor musunuz? - Ne oldu? - Kırdılar. - Neyi kırdılar? - Şeyi işte canım. - Heykeli mi? - Hayır hayır... Heykele kimse elini sürmedi... Gencin önünü kırdılar. - Erkeklik organını mı? - Bana söyletme şimdi... Maalesef öyle oldu... Onu kırdılar. - Neden? - Gelip, geçen kadınlar görüyordu... Vış, bu da ne böyle diye tepki gösteriyorlardı. - Kim kırdı? - Kıranlar bulunamadı. - Sonra? - Sonra hükümet karar aldı... Heykelin önü büyük bir yaprakla kapatıldı. Heykele yaklaştık. Çıplak gencin önündeki yaprağın resmini, yakın plan, çekmeye çalıştık. Bu sırada yaşlı bir teyze " ne yapirsen oğlim " diye çıkıştı: - Neyin fotirafini çekirsen?.. Utanmir misen? - Teyze... Eskiden yaprak yokmuş. - Hee ya, öyleydi. - O zaman gördün mü? - Get ocağı batasıca... Bu da sorilir mi?.. Hee, gördim... Sana ne?.. Anaaa... Tövbe tövbe.
|