  |
|
En ağır talk show! İnanmazsanız tartın
Evet sayın seyirciler!!! Türkiye'nin en ağır talk show'u başlıyor. Başrollerde Rahşan Gülşan (neonlarda en tepeye yazılacak) ve Işın Karaca... (İnanmazsanız tartın!!!) Işın Karaca'nın programını ele geçirdim. Kendi kendimize çok eğlendik... Hayli ağır konulara girdik...
Yıl 1998... Sezen Aksu hazretleri Havana'da çıkıyor. Zengin bir arkadaş bulup, ısmarlatmak lazım. Lakin hanımefendiyi seyretmek küçük bir servete mal oluyor. Aranan kan bulunmuştu. Hem de öyle güzel bir yerde oturuyorduk ki, Sezen Aksu'nun etekleri arada bir bizim masaya değiyordu. Öyle sıkı bir Sezen hayranı değilimdir, onu canlı seyretmek ise çok önemli bir deneyimdi. Ama konser başladığı andan itibaren benim dikkatimi vokal grubundaki şişman, siyah daracık elbiseli kadın çekti. Yaptığı işten çok eğleniyordu. Kocaman zenci dudakları vardı ve evet ŞİŞMANDI... Yani ailedendi...
KIYAMADIM BEN ONA Ancak asıl şoku Sezen sahneyi iki şarkılığına ona bıraktığında yaşadım. Adı Işın idi ve Işın 'Do Not Go Any Further' isimli müstesna eseri 'M People' gibi yani neredeyse zenci gırtlağıyla yorumlamıştı. Sokaklarda koşup bas bas bağırmak istiyordum: "O da şişman... O da şişman..." Işın'ın bir gün çok başarılı bir albüm yapacağı belliydi. 'Tutunamadım' geldiğinde "Tamam" dedim, "Artık yeni nesil, şirin ve ultra kabiliyetli bir tombişimiz var..." ATV'de cuma akşamları yayınlanan bir programı var Işın Karaca'nın. İnsanların kilosuyla uğraşmalarına fırsat vermeksizin kabiliyeti ile kendini öyle bir kabul ettirdi ki, artık herhalde sırtı yere gelmez. Sefaköy ATV stüdyolarına giderken bunları düşünüyordum. Planım onun talk show'unu ele geçirmekti. Ben onun koltuğuna oturacaktım o da konuk koltuğuna. Sonra elimdeki kebabı yemekle tehdit ederek canlı yayın saatine kadar ekibi rehin alacaktım. Ancak olaylar hiç de umduğum gibi gelişmedi. Işın'ı kuliste öylesine oturup, kahvesini yudumlarken gördüğümde birden dizlerimin bağı çözüldü. Allah sizi inandırsın iki damla yaş, ayrılıkla sevgiyle beraber dökülüverdi gözlerimden. Kıyamadım ona. Çünkü o, biz şişmanların müzikal arenadaki en genç ve en kabiliyetli temsilcisi idi. (Tamam ama Zerrin Özer'imiz, Akrep Nalan'ımız artık ikon sayılırlar. Gerçi bir ara Sezen Aksu da bu sınıfa girmeye çalıştı ama sonra ne olduysa zayıfladı... Yazık...) Etrafında koca bir ekip onun başarısı için koşturup duruyordu. Işın'sa biraz gergindi. Hâlâ mesleğinin aslında ne olduğu konusunda bir kavram karmaşası yaşıyordu. Neyse... Odaya 'Şişmanları Koruma, Geliştirme, Semirtme ve Şımartma Derneği'nden geliyormuş edası ile girdim. İlk sorum; "Işın Hanım, başınıza ne geldi ki, zayıflamaya karar verdiniz?" oldu. Sordum ama vallahi ben bile inanamadım tarzıma. Ya gelmişsin, ye bedava pastaları, iç kahveleri, istek yap şarkı söylesin. "Bugün ne kadar zayıf görünüyorsun" diye yalakalık yap. Ama işte insan kendini tutamıyor. Ancak zayıflama kararı alması gerçekten de çok trajikomik olmuş.
DIŞ SES ZAYIFLATMIŞ... Bir gün sabaha karşı evde televizyon seyrediyormuş. Paparazzi programlarından birisinin tekrarı varmış. Birden kendi görüntüleri gelmiş ve dış ses aynen şöyle bağırıyormuş: "Işın Hanım son günlerde iyice şişmanladı. Aha da bıngıl bıngıl etleri ile (burada etlere zoom yapılmıştır ihtimal) davetten davete koşturuyor. Eh artık zayıflasanız Işın Hanım!" Böyle bir şoku düşünebiliyor musunuz? Bir adam televizyondan size "Hanım... Hanım... Boşan da semerini ye" tadında, karşılıklı sevgi ve saygıya yönelik cümleler sarf ediyor... Işın da zayıflamaya karar vermiş. Hakikaten de inceldiğine hepimiz şahit olduk. Ancak sonra bir kısmını geri almış verdiklerinin. Evet sayın seyirciler!!! Türkiye'nin en ağır talk show'u başlıyor. Başrollerde Rahşan Gülşan (neonlarda en tepeye yazılacak) ve Işın Karaca... (İnanmazsanız tartın!!!)
|