  |
|
Kıldan tüyden meseleler
İstanbul'a geldiğimden beri birçok aile ile tanıştım. Her ailenin kendine has kuralları, gelenekleri var. Tabii nesilden nesile geçirdikleri de güzel genetik özellikleri var. Renkli gözler, beyaz ten, ahu bakışlar gibi... Bizim ailemizde de nesilden nesile geçen çok faydalı (!) bir özelliğimiz var: Hepimiz çok tüylüyüz. Ama öyle tüy deyince incecik, kendi halinde takılan tüyler zannetmeyin. Bunlar beyaz tenim üzerinde duran siyah ve kalın tüyler... Yıllardır hayatımın en büyük kabusu, epilasyona gitmek ve sonra da tüylerimin bir hafta içerisinde uzadığını görmekti. Amerika'da yaşadığım aylarda radyoda sürekli lazer epilasyon reklamları dönerdi. 'Tüylerinizden sonsuza kadar kurtulun' filan derdi reklamda. Ancak benim zaten oralarda açlıktan nefesim koktuğundan, lazer mazer ile uğraşamazdım. Orası öyle garip bir ülke ki, bir kaş aldırmak bile 20 dolar. Yani çook büyük para...
KAYACI İKNA ETTİ Farkındaysanız bir süredir manken arkadaşlarla pek bir samimiyim. Bu kızların en önemli özelliği kendilerine bakmaları. Hem mesleki olarak mecburlar hem de bunu çok güzel yapıyorlar. Eh tabii imkanlarının da geniş olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Bendeki bu tüy bolluğunu fark eden Aysun Kayacı, beni lazer epilasyona gitmek konusunda (uzun ve acıklı bir tirad sonrası) ikna etmeyi başardı. Çünkü o artık neredeyse, tüyleri sadece filmlerde ve benim gibi ölümlülerde görüyordu. Uzun bir düşünme ve bütçe gözden geçirme operasyonunun ardından Fizikom'da Uzman Doktor Kadriye Yıldız'ın elinin altında idim. Deliler gibi korktuğumu ne doktor hanımdan sakladım ne de sizden saklayacağım.
İŞLEM 5 DAKİKA SÜRDÜ Önce Kadriye Hanım, sonra ben kalın güneş gözlükleri taktık. Bu, gözlerimizi lazer ışınlarının zararlı etkilerinden korumak için alınmış bir önlemdi. Koca lazer cihazı çalıştırıldığında kendimi iyice kasmaya başlamıştım. Ardından seans başladı. Bu cihaz insan tenine değmeden çalışıyor. Buz gibi soğuk hava üflüyor ve uzaktan yıldırıma benzeyen ışıklar çakarak yüzünüzde dolaşıyor. Bu esnada küçük iğneler batıyor gibi bir his uyandırıyor. Acı var ama seans çok kısa sürdüğü ve çok yoğun bir acı olmadığı için katlanmak çok kolay oluyor. İşlem sırasında burnunuza yanık tüy kokuları geliyor. Ben sadece yüzüme yaptırdım ve işlemin tamamı 5 dakika sürdü. Lazer epilasyon bittikten sonra Kadriye Hanım'ın reaksiyonu çok ilginçti: İnsanları böylesine güzelleştirmeye bayılıyorum. Gerçekten de onun neşesi ve tüylere cici şeylermiş gibi yaklaşması insanın korkusunu biraz yenmesini sağlıyor. Epilasyon bittikten sonra da yüzümü Bepanthen krem ile iyice sildi ve güneşe çıkmamı yasakladı. "Nasıl yani?.. Daha önümde uzun bir yaz mevsimi var!" "Haklısın Rahşancığım ama artık sokakta yürürken bile 60 koruma faktörü olan kremlerle gezmen gerekiyor. Yoksa yüzünde güneş lekeleri oluşur!" Tabii emir demiri kesiyor. Tüm şöhretimi borçlu olduğum yüzümün güneş lekesine maruz kalmasını istemem.
|