 |  |
  |
|
Servis sektörü artık çağ değişiminin öncüsü...
Ağaçlara takılıp ormanın farkına varamayan insanların ve toplumların durumu, bazen romanlara da konu olur. Kuşaklar boyudur evlerinin bulunduğu arka sokağın kaldırımına, o sokak ana cadde olduktan sonra da sandalye atıp, eskisi gibi yaşayabileceklerini sanan İstanbullular'ı, aracınızın penceresinden bakarken hiç görmediniz mi mesela? Bilgisayarla telefonun birlikteliğinden ortaya çıkan internet de, çoğumuz için hâlâ "Hızlı bir iletişim ve bilgiye ulaşma aracı" olmaktan öteye anlam taşımıyor. Oysa internet ekonomide çağ değiştirdi. Bugüne kadar sadece sermayenin ve malların sınır tanımadan dünyayı dolaştığına inanılırdı. "Hizmetler" ise, üretildikleri coğrafyada tüketilirdi. Thomas Friedman yeni gerçeği Hindistan'ın Bangalore'unda keşfettiğini "Dünya Düzdür" (The World İs Flat) kitabında anlatıyor. Şu anda Amerka'daki binlerce doktor hastalarının MR'larını ve Cat Skan'larını, İsrailli bir bilgisayarcının buluşu sayesinde sıkıştırılmış dijital mesajla Hindistan'a gönderiyorlar. Hintli doktorlar da, bu bulguları yorumlayıp raporlaştırıyor ve Amerikalı doktorların hizmetine sunuyor. Aynı şekilde Reuters Ajansı için bilgisayar başında çalışan binden fazla Hintli muhasebe uzmanı ve ekonomi gazetecisi, Amerikan borsalarındaki şirketlerin durumlarını anı anına haberleştirip, Reuters'in iletişim ağına sokuyor. Servis sektöründe global taşeronluğun sadece bazı örnekleri bunlar. Bodrum'daki sıkıştırılmış tatilimin bir gününde Türkbükü'ndeki Maça Kızı'nda hem öğle yemeği yedim, hem de denize girdim. Eski Bodrum'da hayal bile edemeyeceğiniz mükemmeliyette bir plaj mekânı yaratılmış. Servis personeli gerçekten seçkin gençlerden oluşuyor. Yani "Hizmet" alanında mesela bu mekânda (Maça Kızı'nda) Bodrum çağ atlamış. Ama dünyayı gezerken bu mükemmeliyeti Okyanus adalarında ve Afrika'nın ormanlarında da görmüştüm. Örneğin Ekvator'a yakın bir Filipin adasında (Pamalikan), çalışanlar palmiyelerin arkasında, denizden çıktığınızda size havlu vermek için bekliyorlardı. O palmiyelerin altında buzdolapları kurulmuştu. Havlular buzdolabında soğutuluyor ve tropik sıcağa karşı bu hizmetle serinliyordunuz. Kenya'nın Masai Mara'sında balona binip Tanzanya sınırına kadar uçmuştuk bir keresinde. Altımızdan geçen nehirlerde timsahların yüzdüğünü, kırlarda leoparların avlandığını, Bambi kadar güzel ceylanların kaçıştığını görüyorduk. Balonun indiği yerde ise şampanyalı bir sabah kahvaltısı bekliyordu bizi. Demek istediğim şu. Elbet turizmde ve genel olarak tüm servis sektörlerinde büyük aşamalar yaptık. Ama artık bu yetmiyor. "Servis sektörü" denilince, Hintli uzman ile Amerikalı uzman arasında kalite farkı olmaması ve bilginin siber alemde insanları interaktif ilişkide eşitlemesi akla geliyor. Eğer bizim YÖK başörtüsü yerine Türk üniversiteleri mezunlarının Hint üniversiteleri mezunları ile nasıl rekabet edebileceklerine kafa yorsa... Statükonun muhafızları rejimi korumak kadar dünyalı olmak konunda da endişe hissetseler... Bunları Maça Kızı'ndaki servisin mükemmeliyetini izlerken düşündüm. Ve tabii hafif kederlendim de.
|