 |  |
100. yıl... Kutlamayı bilmiyoruz!
Mutsuzluğunu, tutunamama halini ve öfkesini etrafındakilerden, sevdiklerini iddia ettiklerinden çıkaran insan yığınının arasında sıkışmış kalmış bir gariban olarak fevkalade baymış vaziyetteyim. Bir ülkenin nüfusunda ihtiyaç fazlası erkek adedi çoğaldığında bu tip sorunların ortaya çıkması gayet doğal. Ve Türkiye ihtiyaç fazlası erkek cenneti. Bu benim tespitim değil. Demografik araştırmalar yapan Dr. Andrea Den Boer'e ait. Özellikle eğitim ve demokrasi zaaflarının yaşandığı ülkelerde -bkz cennet vatan- şiddet eğiliminin yükseldiğini söylüyor uluslararası ilişkiler ve insan hakları üzerine kafa yormuş bilim adamı. İhtiyaç fazlası erkek statlarda yaşam alanı bulur. Küfreder, huzursuzluk, kavga çıkarır, üç beşi bir araya geldiğinde garibanı döver, hırsını alamaz tesis basar. Ligin en hararetli etabına girmiş bulunuyoruz. Bu sezonu biraz daha kazıklaştıran da Galatasaray'ın 100. yılını kutluyor olması. Ve daha da kazıklaştıran, Galatasaray'ın 100. yılını şampiyonluğa endeksleme isteği ve arzusu ki, bu gayet doğal. Öte yandan Galatasaray 100 yıl boyunca her sezon şampiyonluk için zaten oynadı, bu yılı farklı kılan tek özellik sadece bir asrın yıldönümü. Demek istediğim Galatasaray'ın bu yılki sportif başarısı veya başarısızlığının, böylesine değerli bir kutlamanın yanında çok büyütülmemesi gerektiğidir. Üç beş abazan kopilin hayatları istedikleri gibi gitmiyor diye muhteşem bir tarih sezonluk başarıya endekslenemez. İki sezon önce Beşiktaş aynı tuzağa düştü, iki sezon sonra da Kanaryam düşecek. Aşağılık kompleksiyle geberen bir yığın, asırlık kurumların duruşunu, tavrını ne yazık ki tayin edebiliyor. Daha kötüsü medya da bu ateşe güzel odun atıyor. Aynı ihtiyaç fazlası erkek tezgahın arkasında da var ne yazık ki. Beşiktaş 100. yılında şampiyon oldu; değerine değer kattı mı Hayır katmadı.. Galatasaray bu yıl şampiyon olsa ne değişir? Hiçbir şey değişmez, bir tek istatistikler değişir, bir de dipnot eklenir, o kadar.. Nottingham Forest İngiltere'de ikinci ligde oynuyor. 150 yıllık bir takım. Müzesinde Şampiyon Kulüpler Kupası var ve taraftarları şu anda bile üçüncü lige düşmek üzere olan takımlarını destekliyorlar. Otuz bin kişilik tarihi City Ground Stadı her maç tıka basa dolu. Galatasaray hâlâ şampiyonluğun çok ciddi bir adayı, şartlar ve psikolojileri nasıl olursa olsun. Diyelim ki oldular, o idman basan kopiller gene tribünlerdeki yerlerini alıp takımlarını "desteklemeye" devam edecekler değil mi? İşin ilginç yanı ne biliyor musunuz? Bu büyük takımların, bu böcek taraftarlara ihtiyacı yok, tam tersi böcek taraftarın bu takımlara ihtiyacı var. Öfke ve mutsuzluklarını kimin ve neyin üzerinden çıkarabilirler ki? Ve ne acıdır ki vasatlık ve paçozluklarıyla büyüklerin üzerine karabasan gibi çöküp herkesi bıktırmış durumdalar. Bu takımlar sizin aç ruhlarınızın tatmini için bir asır önce kurulmadı. Bu takımları başarısı ve başarısızlıklarıyla seven milyonların üzerinden de kendinizi var ediyorsunuz ki buna tahammülüm yok!
|