 |  |
İstanbul... Çok özel
Deprem Dede ile Adapazarı'nda karşılaştık. Daha "selam, sabah" demeden, ilk sözü şu oldu: - Unuttuk. Biz de aynı "şifreyle" yanıt verdik: - Unuttuk. Çevremizdekiler "yadırgayarak" baktılar. "Bunlar neyi unutmuş" dercesine. Prof. Ahmet Mete Işıkara, yanımızdakilere şifreyi açıkladı: - Toplum olarak çok çabuk unutuyoruz... Depremi de unuttuk... Oysa unutmamamız gerek... Yeni depremlere hazırlıklı olmamız gerek.
HOCALIĞA DEVAM Hoca bize "nereden geldiğimizi" sordu. Biz de ona "nereye gideceğini." Birbirimize "programlarımızı" verdik. Bazı kentleri birlikte gezelim diye. Prof. Işıkara "Hocalığa devam ediyor." "İlkokul öğrencilerini... Öğretmenleri... Velileri... Okul müdürlerini... Kaymakamları" yetiştiriyor. Adapazarı'nda da "ders" verdi. Konusu: "Depremden ders almak" ve "koruma kültürü bilinci."
MEDYAYA DA DERS Prof. Işıkara ile birlikte, Sakarya Valisi Nuri Okutan'ın kahvesini içtik. Bu sırada yerel medya geldi. Hoca, gazetecilere de "ders" verdi. - Depremden ders almayanları, yanlış yapılaşmaya göz yumanları yerden yere vurun.
OKULLAR... HASTANELER - Hocam, İstanbul ne durumda? - Okullar tek tek kontrolden geçiriliyor... Taranıyor... Güvensiz olanlar yıkılıyor... Doğrusu yapılıyor. Hoca, hastanelerde de "güçlendirilmeye gidildiğini" söyledi. Ve ekledi: - Geç bile kalındı... Bu kadar zaman beklenmemeliydi... İstanbul'un durumu çok özel.
İSTANBUL FARKI İstanbul'un durumu neden "çok özel?" Prof. Işıkara'nın yanıtı: - Anadolu'da bir şey olursa, İstanbul'un gücü, Anadolu'yu iyileştirmeye yeter... Ama İstanbul'da bir deprem meydana gelirse, Anadolu'nun gücü İstanbul'u iyileştirmeye yetmez.
GÜVENLİK ÇEMBERİ Prof. Işıkara: - İstanbul'un güvenliği, acil bir devlet sorunu... Milli Güvenlik Kurulu'nun görüşmesi gerek. - Neden? - Bir deprem halinde İstanbul'da sıkıyönetim ilanı gerek... Eğer sıkıyönetim sözü ürkütücüyse, olağanüstü hal ilanı şart. - İyi de... Neden? - Deprem durumunda, Sakarya'dan itibaren İstanbul'un güvenlik çemberine alınması lazım.
30 MİLYONLUK İSTANBUL Prof. Işıkara: - İstanbul'un nüfusu 15 milyon... Deprem durumunda, İstanbul'daki akrabalarını merak edenler, hemen yola çıkacaklar... İstanbul'un nüfusu bir anda 30 milyona yükselecek... Yağma, hırsızlık, provokasyon birbirini kovalayacak... Böyle bir durumda, İstanbul için güvenlik çemberi gerekli... Kimse İstanbul'a girememeli.
İKİ KURUM - Hocam... İstanbul'da depreme en hazırlıklı kurum hangisi? - İki kurum var... Vilayet ile 1. Ordu... Siviller sakın alınmasın. Hoca "dökülen kurumları" da saydı. Onlar "kendilerini biliyor." Biz ayrıca yazmayalım. İnsanları ürkütüp, paniğe sevk etmeyelim.
MAKYAJLI KONUT Sakarya Valisi Nuri Okutan'ı ve Prof. Işıkara'yı dinleyince bir kez daha gördük ki... Depremden ders almayanlar pek çok. Vali bey: - Ağır hasarlı olduğu halde, hala yıkılmamış konutlar var... Sahibine, kalıcı konut verilmiş... Ve kalıcı konuta çoktan taşınmış... Ama yıkılması gereken konuta biraz makyaj yapmış, öğrenciye kiraya vermiş.
VİCDANSIZLAR Vali bey şimdi "böyle binaları" yıktırıyor. Sahibi ise kızıyor: - Yıkılmasın... Ben oradan kira alıyorum. Tabii bu defa Vali bey kızıyor: - O evde oturan öğrenciye yazık değil mi? Ya yarın ev göçüverse?.. Sende hiç vicdan yok mu?
O ŞİMDİ GEZGİN - Hocam, Adapazarı kaçıncı il? - 39 oldu... Gezmeye devam. Prof. Işıkara'nın "ayağına kuvvet." İl, il dolaşıyor. Uyuyanları uyandırıyor.
SAKIN UNUTMA
Kahvelerimiz bitti. Prof. Işıkara, imzalı kitabını Sakarya Valisi'ne armağan etti. Ayrılırken de kulağımıza eğildi: - Unutma... İstanbul'un durumu çok özel... Mutlaka özel olarak ilgilenilmeli... Yoksa......
|